Kalp ameliyatlarında hala en sık yapılan kalp ameliyatı kesisi, göğüs ön kemiğinin (iman tahtası, sternum) boylu boyunca, yukarıdan aşağı kesilmesiyle olmaktadır. Bu nedenle ameliyat sırasında bu kemiğin kapanmasına ayrı bir özen gösterilir.
Bu kemik tam kesildiği yerden özel çelik tellerle (videolarda var) birbirine yaklaştırılır ve uygun bir şekilde sıkılır. Çok sıkılmaz çünkü çok sıkılırsa teller kemiği kesebilir. Özellikle şeker hastalarında, menopoz durumundaki kadınlarda, kemik kaybı olan kişilerde bu işlem ayrı bir özen gerektirir çünkü teller çok sıkılırsa kemiklerde ezilme ve kırılma olur.
Bunun tam aksi olarak, teller gerektiğinden az sıkılsa, bu sefer kemik kesi yerleri birbirine ulaşmaz ve kemiğin kaynaşması çok daha zor olur.
Yani sonuçta kemik kesi uçları birbirine tam olarak değecek ama birbirinin içine girmeyecek şekilde kemik yaklaştırılmalıdır.
Tabiki bu teknik ameliyat ayrıntıları şu an bu yazıyı okuyan hasta ve hasta yakınlarını ilgilendirmemektedir çünkü işlemi onlar yapmamaktadır ama işlem yapıldıktan sonra kemiğin durumu ve onu korumak neredeyse tamamen onların sorumluluğuna geçmektedir.
Uygun şekilde kapatılan kemikten sonra hastanın o bölgedeki cilt altı ve cildine de dikişler konur ve göğüs kapatma işi tamamlanır.
Kemikler orta hatta birbirlerine temas ettiği için ameliyat sonrası hastanın bir tarafına farklı bir basınç uygulanması kemiklerin orta hattan ayrılmasına yol açar. Örneğin hasta ameliyat sonrası bir kolu ile içi dolu bir ağırlık yani bir torba taşırsa orta noktadaki kemik birleşme hattı ortadan kaymaya başlar ve hatta kemikleri birbirine yaklaştıran telleri bile koparır. Veya hasta yataktan kalkarken bir tarafına ağırlık verip yatarsa veya bir tarafa dönüp yatarsa yine aynı kötü sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.
İşte bu konular zaten kalp ameliyatı olan hastalara sözlü ve hatta yazılı olarak da bildirilmektedir. Buna rağmen yine bu tip kötü sonuçlara rastlanmaktadır. Bu yüzden hastaya ameliyat sonrası GÖĞÜS KORSESİ verilmektedir ve bu korseyi yatarken hariç, gün boyunca düzgün şekilde takması beklenmektedir.
Kemiğin tam anlamıyla kaynaşıp, eski gücüne ulaşması ortalama 1 ay sürmektedir ve bu nedenle bu korseleri hastanın en az 1,5 ay kullanması önerilir.
Ameliyat sırasında veya ameliyat sonrasında herhangi bir nedenle hastanın kemikleri normal orta hattan kayarsa oluşabilecek ciddi sorunlar vardır:
1- Yara yeri iyileşmesi gecikir, hatta ikinci bir ameliyata ihtiyaç duyulur
2- Yara yeri mikrop kapar ve özellikle şeker hastalarıkları da varsa hastalar çok uzun süre ciddi antibiyotik ve kalitesiz bir süreç yaşarlar.
3- Yara yerinin altına yani kemiğe mikrop bulaşır ve hasta kemik iltihabı denen OSTEOMİYELİT olur ve tedavisi hem yeni bir iman tahtası kemiği ameliyatı ve uzun süren damardan antibiyotik tedavileri gereksinimleri doğar.
4- Kemiğin de altına mikrop girer ve hasta MEDİASTİNİT olur. Bu konu ile ilgili bilgiler için TIKLAYINIZ.
5- Kemiğin altına hava girer ve bu duruma PNÖMOMEDİASTİNUM denir. Yani diğer bir ismi ile KALP ETRAFINDA HAVA yani AMFİZEM varlığıdır.