https://www.ahmetakgul.com.tr/ Prof. Dr. Ahmet Akgül - ASD - Atrial Septal Defekt - Oluşumu, Şikayet ve Tanısı

ASD (KALPTE DELİK)

Kalbin 4 odacığı vardır. Kalbin yapısının ayrıntılarını görmek istiyorsanız lütfen TIKLAYINIZ.

Kısaca anlatmak gerekirse kalbin içindeki odacıklara bakalım çünkü ASD hastalığı işte normalde birbirleri arasında anormal açıklık olmayan bu odacıklar arasındaki deliklerin hastalığıdır.

Öncelikle söyleyelim, kalpte hem temiz kan (oksijen içeriği fazla kan) hem de kirli kan (oksijen içeriği düşük kan) bulunuyor ve bu kanlar birbirine karışmıyor. Eğer bunlar birbirine karışsa kalpte bir bozukluk yani bir DELİK olduğu düşünülmektedir.

Bu kanlar birbirine karışmıyor çünkü kalp ODACIKLARA ayrılmış ve odacıklardan birbirine geçişler belirli bir kurallar altında olur. Kalpte 4 tane odacık mevcuttur:

Resimlerden de anlaşılacağı üzere,

 

Sağ Atrium ( Sağ Kulakçık ): r2.jpg Atriyum veya atrium zaten ODACIK demektir. Yani içinde kan olan bir odacık anlamındadır. Sağ denmesinin nedeni kalbin sağında olması, kulakçık denmesinin nedeni de kalbin ortasından daha yukarda bulunmasındandır. Sağ atrium içinde YALNIZCA KİRLİ KAN bulunur. Yani vücudumuzun üst kısmından yani baş, boyun ve kollardan gelen KİRLİ KAN, VENA KAVA SUPERİOR denen damarla (toplardamar, ven), vücudumuzun altından gelen kirli kan ise VENA KAVA İNFERİOR ile sağ atriumda toplanır. Vücudumuzun üstü demek, ayağa kalktığımızda kalp seviyesinin üstündeki organ ve dokular, vücudumuzun altı ise kalp seviyesinin altındaki doku ve organları tanımlamaktadır. Sağ atriumda toplanan bu kirli kan devamlı orada birikirse sağ atrium genişler ve belirli bir seviyeye gelince içindeki kirli kanı bir yere aktarması gerekir. İşte bu durumda sağ atrium odacığından kirli kan, TRİKÜSPİT KAPAKÇIĞI veya kapısı ile hemen altındaki odacığa geçer. Yani sağ atriumdaki kan artınca kapı açılır ve ayakta duran bir kişi düşünürsek hemen o odanın altındaki odaya geçer. Geçtikten sonra kapı kapanır. Bu kapı TİRKÜSPİT KAPAK tır ve yalnızca tek yönlü geçişe izin verir. O da sağ atrium'dan, diğer odaya yani SAĞ VENTRİKÜL'e. Sağ ventrikül de adı üzerinde kalbin sağ tarafındadır ama sağ atrium'un hemen aşağısındadır. Bu nedenle ona SAĞ KARINCIK da denir.

 

kalpkapak.jpg

Sağ Ventrikül (Sağ Karıncık): Sağ ventrikül de aslında atrium gibi bir odadır. Peki o zaman niye ismi atrium değilde ventrikül? Bunun nedeni, odacıkların duvarlarında gizlidir. Atriumların duvarı sade döşenmiştir, yalnızca bir hazne bir havuz görevi yapsın diye duvarları sadedir, ama ventriküllerin duvarı KASILSIN diye KAS YAPISIYLA döşenmiştir. Yani kalbin kasılıp içindeki kanı daha uzağa atabilen kısmı ventriküllerdir. Karınncık isminin nedeni de kalbin orta hattından daha aşağıda olmasındandır. Yukarılar kulakçık, aşağılar karıncık. Kulakçıklar yukarda bulunur çünkü vücutta kulak yukarda, karın aşağıdadır.  İşte bu kadar basit. Sağ ventriküle, sağ atriumdan gelen kan, aradaki kapıdan yani triküspit kapaktan geçer. Sağ ventrikülde biriken kan tamamen kirli kandır. Zaten kanın hepsi sağ atriyumdan gelmektedir. Belirli seviyede kan birikince, sağ ventrikülün kaslarla örülü duvarı kasılır ve kanı akciğerlere gönderir. Kanı akciğere gönderirken bu kan yine bir kapıdan yani bir kapakçıktan geçer. İşte o kapakçığın adı da PULMONER KAPAK tır. 
 
 

kalpkapak1.jpgPulmoner kapakçıktan geçen kirli kan (yani oksijen düzeyi düşük olan kan), akciğerin içindeki damarlara geçerler. Bu damarlar kılcal damarlara ayrılır ve akciğerde bulunan hava kesecikleri içindeki oksijen ile buluşmak için iyice kılcal hale gelir. Akciğerde nefes alınması ile biriken oksijenden yüksek hava, akciğerde bulunan binlerce ALVEOL denen hava keseciklerine dolar. Bu keseciklerin duvarlarının hemen arkasında ise biraz önce söylediğimiz kılcal damarlar vardır. Yani oksijeni yüksek hava ile oksijeni düşük kan arasında tek bir MEMNRAN vardır ve bu yapı sayesinde oksijeni yüksek yerden düşük yere yani havadan kana oksijen geçişi olur. Artık kanın oksijen düzeyi artmış hale gelir ve TEMİZ KAN adını alır.

Temiz kan, akciğerlerden PULMONER VEN yani AKCİĞER TOPLARDAMARI ile kalbin sol odasına yani SOL ATRİUM yani SOL KULAKÇIK a geçer. Burada da aynen SAĞ ATRIUMdaki gibi belirli bir şekilde toplanır ve yeterli basınca gelince, odanın kapısı yani MİTRAL KAPAK açılır ve temiz kan SOL VENTRİKÜLE yani SOL KARINCIĞA dolar.

SOL KARINCIK ise tüm diğer odacıklardan farklıdır. Odanın duvarı kalın kaslarla döşelidir. Bu adanın duvarında bu kadar kas olmasının nedeni, kasıldığı zaman vücudun her yerindeki hücrelere kan göndermesidir. Bu odacığın yani sol ventrikülün içinde oluşan basınç ile temiz kan AORT KAPAĞI açılarak önce AORT DAMARINA sonra bir ağaç dalları gibi dağılarak tüm hücrelere ulaşır.

 

 




İşte ASD yani atriyal septal defekt denilen bozukluk, kalbin sağ ve sol kulakçıkları arasında olan delik veya deliklerdir. Genellikle doğuştan ortaya çıkar, çok nadir ileriki yaşlarda tedavi sonucu veya yaralanmalar sonucu da ortaya çıkabilmektedir. Yani genel olarak hastalar ASD ile birlikte doğar ve sol kulakçıktaki temiz kan (basıncı daha yüksek olduğundan) aradaki delikten sağ kulakçığa geçer. Burda artan kan da sağ karıncığa ve oradan da akciğere geçer. Zamanla akciğere giden fazla kan ordada daha fazla hasara yol açar ve kalp büyümesi ne yol açar.

ASD NASIL TANINIR?

ASD si olan kişiler genellikle çocukluk çağıda sık akciğer enfeksiyonlarına yakalanırlar. Eğer kalpteki delik büyük ise çocukluk veya bebeklik çağında kalp yetmezliği şikayet ve bulguları başlar. Bunlar genellikle bebek ise emerken nefes darlğı, büyüme geriliği; çocukken ise oyun oynarken çabuk yorulma,  nefes darlığı ve büyüme geriliği olarak kendini gösterir. Erişkinde ise efor sırasında yorugunluk hissi ve çarpıntılar görülebilir.

Hastalar muayene edilirse kalplerinde ÜFÜRÜM duyulur.

Kesin tanı için EKOKARDİYOGRAFİ ve gerekirse KATETER ile tanı konur.

ASD TEDAVİSİ İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

Kalp Hastalıkları ve Tedavileri için ayrıntılı bilgiye ulaşmak için lütfen tıklayınız  

Kalp hastalığı ve "tedavisi yok, bu hastalıkla yaşamaya alış"  denilen hastaların tedavi sonrası yorumlarını okumak için lütfen tıklayınız  

Prof. Dr. Ahmet AKGÜL'ün özgeçmişine ulaşmak için lütfen tıklayınız

İletişim ve Randevu için lütfen tıklayınız   

Yasal Uyarı

Bu sitenin içeriği ziyaretçilerini bilgilendirmeye yönelik hazırlanmış olup sağlıkla ilgili konularda tıbbi teşhis, tedavi veya reçete bilgisi özelliği taşımaz. Site, sağlıkla ilgili tüm konularda en doğru bilginin hastayı muayene eden doktorundan öğrenilebileceğini savunur. Sitedeki bilgiler bu amaçla kullanılmamalıdır. Bu bilgilerin yanlış anlaşılması veya kullanılmasından doğabilecek mağduriyetlerden bu site sorumlu tutulamaz.Bu sitedeki bilgileri kopyalama, nakletme veya diğer kullanımlar kesinlikle yasaktır. Web sitesindeki bilgilerin kullanımı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine ve site sahibinin iznine bağlıdır. Tüm kullanıcılar yukarıda belirtilen yasal uyarıyı tamamen ve çekincesiz olarak kabul etmiş sayılırlar.