Son yıllarda hastalıkların tanı ve tedavisinde sağlanan gelişmelere rağmen ani kardiyak ölüm hala çok önemli bir sağlık sorunudur. Ani kardiyak ölüm hastaların yaklaşık %90'ında kalp ritim bozukluğu iledir, çoğunluğu (%66) hastane dışında olmaktadır ve hastaların sadece %5-10'u hayatta kalmaktadır. Yüksek risk grubundaki hastaların korunmasında implante (takılabilen) edilebilen kardiyoverter-defibrilatör (ICD pili) implantasyonu en önemli tedavi seçeneğidir.
İlk kalp pili yaklaşık 60 yıl önce takılmıştır. Bu süre zarfında pil teknolojisi hızla değişti. Piller küçüldü, yapılan kesiler küçüldü. Cihazda kullanılan yazılım ve algoritmalar güncellendi. Teknolojinin bu kadar güzel faydalarına rağmen, olumsuz etkileri de oldu, örneğin: pillere siber saldırılar.
Vücuda takılabilen pillerden en önemlisi ICD dir. Bu harflerin açılımı: İmplante edilebilir Cardioverter Defibrilatör.
Amerika birleşik devletlerinde yılda 130 bin’in üstünde ICD takılmaktadır. Bu cihazlar birçok programlama özellikleri olan karmaşık cihazlardır. Ülkemizde ise takılan cihazların büyük bir kısmının takip ve kontrolü doktor olmayan, pil firmalarında görevli kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Cihazların büyük çoğunluğunun da takıldığı tarihten itibaren fabrika ayarlarında kaldığı izlenmektedir. Oysa bu cihazların hastaların ihtiyaçları doğrultusunda programlanıp takip edilmesi gerekmektedir.
ICD implantasyonu (takılması) yapılmasına karar verilen hastalarda, hekimlerin daha implantasyonu yapmadan önce karar vermesi gereken konular hangi ICD ve leadleri (pilin kalbe değen kablo uçları) kullanması gerektiğidir. Burada seçenekler çift odacıklı (DDD) ya da tek odacıklı (VVI) bir cihaz, kullanılacak sağ ventrikül (RV) leadi tek koil ya da çift koil oluşu ve leadlerin sabitlenme mekanizması açışından aktif ya da pasif sabitlenmesi tercih edilmesidir. ICD nin amacı hastanın kalbinde sorun olduğu zaman ilin otomatikman kalbe enerji gönderip ritmi tekrar düzenlemesidir. Örneğin filmlerde daha çok gördüğünüz acil olarak yapılan hastaya dışardan kalp şoklamasını, bu piller içerden otomatik olarak yapar.
KALP ODACIKLARINA GÖRE ICD TERCİHİ
Hastamız sinüs ritminde ise yani kalp atışı ritmik ise kalbin atriyal yani kulakçık ve ventriküler yani kalbin karıncık bölümüne konulan lead ler ile yani pilin kablo uçlarının konulması ile hastadaki SUPRAVENTRİKÜLER TAŞİKARDİ ve VENTRİKÜLER TAŞİKARDİ tedavisi yapılabilmektedir. Fakat bu şekilde olan çift odacıklı piller (DDD-ICD) in takılması daha zahmetli ve kötü sonuçların oluşma riski artmaktadır. Madem çift odacıklı ICD koymak tek odacıklı ICD koymaya göre daha riskli ise neden çift odacıklılar tercih edilir?
Çift odacıklı ICD tercihi özellikle hastanın kalbinde Atriyoventriküler Blok varsa kullanılır. Ayrıca hastanın kalbinde doğuştan hipertrofik obstruktif kardiyomiyopati varsa da çift odaklı ICD kullanılır.
Genel olarak kalp yetmezliği olan hastalarda Tek Odacıklı ICD tercih edilmelidir.
SAĞ VENTRİKÜLER KONAN KALP PİLİ
ICD'lerin mantığı kalbe enerji verip şoklamaktır. Yani kalpte ritm bozulunca otomatik olarak kalbin ritmini normale çevirmek için bu piller kalpteki iletim sorununu hissedip herhangi bir sorun ortaya çıkmadan kalbe yeni enerji göndermektir.
ICD'ler kalbin elektriksel aktivitesini sürekli takip ederek taşikardi (kalp ritminin hızlanması) varlığını tespit ederler. ICD'lerin temel fonksiyonları artan kalp ritmini algılamak (sensing), kalp aritmi tanısı koymak (detection) ve uygun tedavi ile normal sinüs ritmini sağlamaktır. Bu cihazlar ventriküler aritmileri antitaşikardi pacing (ATP) uygulayarak veya şok vererek sonlandırırlar.
ICD'lerin ayrıca normal pacemakerlar gibi anti-bradikardik pacing yapma özelliği vardır. Tüm dünyada ICD implantasyonu yapılan hasta sayısının hızla artması nedeniyle bu cihazların temel bileşenleriyle (batarya ve leadler) birlikte aritmi algılama ve tedavi verme algoritmalarının bilinmesi önemlidir.