GEBELERDE GÖRÜLEN KALP HASTALIKLARI
Yukarıdaki gazete haberinin tamamını aşağıda okuyabilirsiniz veya orijinal haberi görmek için TIKLAYABİLİRSİNİZ.
"DÖRT çocuk annesi Hatice Kara ilk kalp krizini 1999’da geçirdi. Yaşadığı yer olan Sivas’ta ve Malatya ile İstanbul’da hastane hastane dolaşmaya başladı.
Anjiyo, balon, stent uygulamaları peşi sıra geldi.
Bir türlü göğsünde hissettiği ağrılar bitmedi. Kısa yürüyüşler bile zor geliyordu. Sırt üstü yatamıyor, ancak oturarak uyuyabiliyordu. Geçtiğimiz martta geçirdiği kalp krizinden sonra yoğun bakım ünitesine alındı. Orada iki kalp krizi daha geçirdi. Hastane dolaşmaktan, anjiyolardan bıktı. “Bütün sosyal hayatım bitmişti. Evden dışarı çıkamıyordum. Her sabah ‘ölecek miyim, kalacak mıyım?’ diye düşünerek uyanıyordum. Sanki göğsümde bir kamyon oturuyordu. Evde yalnız kalamıyordum. Her anjiyo, balon, stent sonrası aynı sıkıntıları yaşıyordum. Artık anjiyo olmak istemiyordum” diye anlatıyor o günleri.
Aldığı ilaçlara rağmen balonla açılan kalp damarlarına yerleştirilen stentler her seferinde yeniden tıkanıyordu. Nihayet televizyondaki bir sağlık programında Bakırköy Sadi Konuk Araştırma ve Eğitim Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Ahmet Akgül’ü gördü. Divriği’den atlayıp İstanbul’a geldi. Doç. Dr. Akgül, Kara’yı muayene etti. Kalp damarlarındaki 10 stente rağmen ağrı ve yorgunluk şikayetleri devam ediyordu. Doç. Dr. Akgül, “Stentler konduktan sonra verilen kan sulandırıcılara karşı demek ki direnç geliştirmişti. Şeker hastalığının daetkisiyle yeniden tıkanıyordu. Ameliyata karar verdik” diyor.
LİTERATÜRDE ÖRNEĞİ YOK
Kara’nın iki bacağından alınan damarlarla, 4 kalp damarına by-pass yapıldı. Doç. Dr. Akgül, “Stentler damarlara öyle dizilmiş ki, ameliyat yapmak çok zor oldu. Kadın damarları daha ince. Buna şeker hastası olması da eklenince risk artıyordu. Stentlerden birini çıkardık çünkü damarı bağlayacak yer kalmamıştı. Diğerlerine dokunmadık, aralarında kalan boş yerlere yeni damar yollarını bağladık. Stentler böylece devre dışı kaldı. Hastamızın artık kutu kutu kan sulandırıcı ilaç içmesine gerek yok. Literatürü araştırdım, bu kadar çok anjiyo olan hastaya rastlamadım. Guinness Rekorlar Kitabı’na aday olur bence” diyor."
KADINLARDA GÖRÜLEN KALP HASTALIĞI NEDENLERİ
Kalp hastalığı olan kadınlar, erkeklere göre daha farklı ve tipik olmayan klinik tablolarla başvururlar. Bu nedenle doğru tanı gecikebilir veya atlanabilir. Kalp hastalığı kadınlarda, erkeklere göre daha ileri yaşlarda ortaya çıkar ve bu dönemde ilave ciddi hastalıklar daha sıktır. Bu durum doğru tanı ve tedavi yöntemlerinin kadınlarda daha sorunlu olmasına yol açar. Kalp hastalığı sıklığı erkeklerde azalma gösterirken, kadınlarda artıyor olması kadın hastaları yeterli düzeyde tedavi edemediğimizi göstermektedir. Kadın hastalarda etkili tedavi yöntemleri daha az kullanıldığından çeşitli tedavi yöntemlerine cinse özgü cevap verileri de yetersizdir. Kadınlarda görülen kalp hastalıklarında, erkeklerden farklı olarak, aşağıda bilgiler verilmiştir:
ÖSTROJEN VE KADIN HORMONLARININ ROLÜ
Uzun zamandır menopoz öncesi dönemde östrojenin, kadınları kalp ve damar hastalıklardan koruduğu düşünülür. Kadınsal hormonlar kalp damarları ve vücutta bulunan diğer damar sertlikleri, kireçlenme ve plak gelişiminde esas olan damar tıkanıklığı ve vücutta yangılar dahil birçok mekanizmayı değiştirir. Kalp kasını oluşturan hücrelerin çekirdeğinde östrojeni tanıyan alıcılar olduğu gösterilmiştir.
DAMAR SERTLİĞİ VE TIKANIKLIĞI
Ateroskleroz yani damar sertliği açısından cinsler arasındaki fark kadınsal hormonlarla sınırlı değildir. Miyokard infaktüsü yani kalp krizi (Mİ) geçiren erkek hastalarda conneksin 37 ve p22 geninin daha yaygın olduğu ve PAI-1, stromelizin-1 geninin kadın hastalarda kalp damar hastalıkları ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Genetik farklılıklar kadınlarda plak içeriği (daha fazla hücre ve fibröz doku), endotel fonksiyonları (östrojenin neden olduğu koroner damar genişlemesi) ve kanın pıhtılaşmasında (daha fazla fibrinojen ve faktör 7 seviyeleri) farklılıkları açıklayabilir.
KALBİN YAPISAL DURUMU
Yapısal kalp hastalıklarına uyum süreci açısından her iki cins arasında farklılıklar vardır. Aort darlığı ve hipertansiyonu olan kadınlarda erkeklere göre daha belirgin kalp büyümesi gelişir, kalbin kasılma gücü daha iyi korunur. Yaşlanma, yaralanma ve strese yanıt olarak kalp hücrelerinin harabiyeti ve ölümü erkeklerde daha çok görülür.
PSİKOLOJİK NEDENLER
İleri yaşta olan kadın hastalar, daha fazla risk faktörü ve ilave hastalıklara sahiptir. Bu sebeple hastalıklardan toparlanma süreçleri daha zordur. Kadınlarda depresyon ve psikolojik risk faktörleri daha yaygındır. Bu yaş döneminde kadınlar hasta bakımı yönüyle ek olumsuz etkilere maruz kalırlar.
KADINLARDA DAMAR SERTLİĞİ, PLAK VE ATEROSKLEROZ
Kansızlığa bağlı kalp hastalığına bağlı anlamlı bir şikayeti olmadan kadınların üçte ikisi aniden kaybedilirken, erkeklerin yaklaşık yarısı bu şekilde kaybedilmektedir. Kadınlarda, kalp hastalıklarından koruma yani risk faktörlerinin düzeltilmesi çok önemli olup; kalp ve damar hastalıklarının önlenmesindeki iyileşmeler daha erken tanı koyma ve risk tanımlanması gerektirmektedir. Kadınların büyük çoğunluğu kalp damar hastalıkları risklerinden habersizdir ve hekimler hastaları eğitmek için az çaba göstermektedirler. Bir araştırmada 3 kadından ikisinin 1 veya daha fazla kalp hastalıklarına bağlı riske sahip olduğu ve risk faktörü sayısının yaşla beraber giderek arttığı tespit edilmiştir.
KADINLARDA KALP VE DAMAR HASTALIĞI İÇİN RİSKLER NELERDİR ?
Kadınlar, kalp ve damar hastalıkları risk durumları bakımından 3 gruba ayrıldılar:
1. Yüksek riskli:
Klinik olarak aşikar kalp ve damar hastalığı
Beyin damarı hasarı
Kalp dışı diğer damar hastalıkları
Karın ana damarı ( aort ) genişlemesi yani anevrizması
Son dönem kronik böbrek hastalığı
2. Riskli:
Sigara
Hipertansiyon
Hiperlipidemi (Kan yağlarının ve kolesterolün aşırı yüksekliği)
Obezite (şişmanlık)
Kötü beslenme
Fiziksel hareketsizlik
Metabolik sendrom
Şikayet ve bulgusu olmayan damar sertliği
Otoimmun hastalık (aşırı duyarlılık hastalıkları)
Gebelikle ilişkili istenmeyen sonuçalar
3. İdeal kardiyovasküler sağlığı olan:
İdeal kolesterol, kan basıncı, glukoz, vücut kitle indeksine sahip, sigara içmeyen ve haftada orta yoğunlukta 150 dakika veya daha yoğun 75 dakika üzerinde fiziksel aktivitede bulunanlar ve sağlıklı kalp diyeti uygulayanlar.
KADINLARDA ŞEKER HASTALIĞI , DİYABET
Diyabet kadınlarda kalp hastalığı riskini artıran önemli bir hastalıktır ve tamamen "kadın olma" avantajını ortadan kaldırır. Diyabet erkeklere göre kalp krizi ve inme riskini artırır. Diyabet varlığında kalp ve damar hastalığı riski erkeklerde 2-4 kat, kadınlarda ise 3-7 kat artar. Tip 2 diyabete obezite, abdominal vücut yağ dağılımı, hipertansiyon, damar plakları ve sertliğine yol açan kan yağlarında bozukluk ve insülin direncinin oluşturduğu, yüksek koroner damar tıkanıklığı riski yaratan metabolik sendrom eşlik eder. Obezite ve vücut yağ dağılımı, erkeklerde olduğundan daha çok koroner arter hastalığı risk faktörü olarak kabul edilir. Diyabet aynı zamanda endotel yani damarın içini döşeyen hücrelerin ve kan trombositlerinin (kanda pıhtılaşmayı sağlayan hücreler) fonksiyonlarını bozarlar.
KADINLARDA YÜKSEK TANSİYON, HİPERTANSİYON
Hipertansiyona bağlı kalp ve damar hastalığı riski yaş ile belirgin şekilde artar. İlaçsız tedavi yöntemleri kan basıncını belirgin azaltır, fakat kadın hastaların tedavi yöntemlerine (kilo azaltılması, tuzsuz diyet, fiziksel aktivite) uyumu düşüktür (yaklaşık %10). Yaşlı kadınlarda izlenen kalp yetmezliğinin %60'ı hipertansiyon nedeniyle gelişen kalp yetmezliğidir. Hipertansiyon inme riskini de artırır. Kadınlarda hipertansiyon erkeklerde olduğu gibi etkin olarak tedavi edilmelidir.
KADINLARDA SİGARA TİRYAKİLİĞİ
Sigara, tüm kadın ölümlerinin %17'sinden sorumludur ve neden çoğunlukla kalp ve damar hastalığı ve inmedir. Sigara ile artan ateroskleroz ve damar tıkanıklığı eğilimi kadınlarda 6-9 kat artmış kalp krizi riski oluşturur. Özellikle sigaranın oral kontraseptiflerle yani doğum kontrol ilaçları ile birlikte kullanımı kalp ve damar hastalığı riskini artırır. Sigara kullanımı inme riskini de artırır. Sigara kandaki östrojen düzeyini bozar ve yağ profilini değiştirir.
KADINLARDA KAN YAĞLARI VE LİPİDLER
Genç kadınlarda erkeklere göre kötü kolesterol (düşük dansiteli lipoprotein kolesterol, LDL) düşük, iyi kolesterol (yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol, HDL) yüksektir. Kadınlar yaşlandıkça LDL düzeyleri artar, HDL düzeyleri azalır.
KADINLARDA DİYET VE OBEZİTE
Obez kadınlarda 7 kat daha yüksek kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölüm riski olduğu bilinmektedir. Vücut kitle indeksi 20'nin üzerinde olanlarda kalp damar hastalığı riski yüksek tespit edilmiştir. Özellikle kadınlarda obeziteye yükselmiş C- reaktif protein (CRP) düzeyi eşlik eder. Obezite ve diyabetin kombinasyonu kadınlarda mortaliteyi belirgin artırır.
KADINLARDA EGZERSİZ VE FİZİKSEL AKTİVİTE
Fiziksel aktivite ve koroner olaylar arasında güçlü bir ilişki vardır. Fiziksel aktivite artışının hipertansiyon, diyabet, obezite gibi kardiyovasküler risk faktörleri üzerine olumlu etkileri tespit edilmiştir.
KADINLARIN KALP DAMAR HASTALIĞINDAN KORUNMADA İLAÇLARIN ETKİLERİ VAR MIDIR ?
Yaşam tarzı değişikliği ve risk faktörü kontrolü yanında kardiyovasküler hastalıklardan koruyucu tedavilerin etkinliği mevcuttur.
ASPİRİN KULLANIMI
Kadınlarda aspirinin koruma için etkinliği tartışmalıdır. 40 yaş üzeri 39876 kadın katılımcı Women's Health Study'de 100 mg Aspirin alanlar 10 yıl üzerinde takip edilmiştir. 65 yaşından önce aspirin alan kişilerde inme anlamlı önlenmiş, fakat kalp krizi veya kardiyovasküler ölüm gelişimi açısından anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. 65 yaşından sonra Aspirin alan grupta inme, kalp krizi ve kalp damar hastalıkları yüzünden oluşan ölümü önlemede hafifçe iyileşme gözlenmiş, fakat gastrointestinal sistem kanamasında artış tespit edilmiştir.
STATİN YANİ KOLESTEROL DÜŞÜRÜCÜ İLAÇLAR
Koroner arter hastalığı olmayan, CRP <2 mg/L ve LDL-K >130, 60 yaş üstü 6801 kadın ve 50 yaş üstü 11 001 erkek karşılaştırılmış rosuvastatin alan kadınlarda %46 daha az kalp krizi, inme, damar ameliyatı, kararsız anjina nedeniyle hastaneye yatış ve kalp damar hastalığına bağlı ölüm izlenmiştir. Güncel hiperlipidemi kılavuzları doğrultusunda statinler kadınlarda koruma amaçlı önerilmelidir.
HORMON İLAÇLARI
Erken menopozu önleme, menopoz şikayetlerini giderme ya da osteoporozu önleme nedeniyle hormon tedavisi alan hastalarda östrojen-progesteron kombinasyonu kullanımıyla inme, kalp krizi gibi kalp ve damar hastalıkları gelişimi açısından yüksek risk tespit edilmiştir. Aynı zamanda derin venöz tromboz ( DVT ), meme kanseri, safra kesesi hastalığı, üriner inkontinans riski artmıştır. Bu nedenle hormon tedavisini önerilmemektedir.
KADINLARDA GÖĞÜS AĞRISI
Kadınlarda hastalık belirtileri ve hastaneye başvuru şekilleri farklıdır. Koroner arter hastalığı olan kadınlar erkeklerden daha fazla değişik şikayetler göstermeye meyillidir (istirahat ağrısı, mental stresle ağrı, çene, boyun ve omuz ağrısı, dispne, bulantı, kusma, karın ağrısı ve terleme gibi). Atipik göğüs ağrısı kadınlarda, özellikle genç kadınlarda daha az olasılıkla anjiyografik olarak ispatlanan kalp damar hastalıkları vardır. Göğüs ağrısı kadınlarda en sık görülen başlangıç şikayetidir ve kalp krizi veya ani ölüm tablosu ile ilk başvuru daha azdır. Tipik veya klasik anjina çoğunlukla ateroskleroza bağlıdır.
Kadın hastalar izah edilemeyen göğüs ağrılı tablolarla daha çok hastaneye yatırılırlar. Kadınlarda koroner olmayan göğüs ağrısı sendromları daha sıktır. Normal koroner anjiyografisi olan kadın hastalarda vazospastik anjina, mikrovasküler anjina (sendrom x), spontan koroner arter diseksiyonu sıklığı daha yüksektir. Kadınlarda aynı zamanda stres kardiyomiyopatisi adıyla bilinen göğüs ağrılı özel bir akut koroner sendrom tablosu izlenebilir.
MİKROVASKÜLER ANJİNA ( KALBİN KILCAL DAMARLARINDA TIKANIKLIK )
Efor anjinası, elektrokardiyografi (EKG)'de ST depresyonu ve stres görüntülemede reversibl perfüzyon defektlerinin tespit edildiği bir tablodur. Kadınlarda genellikle daha genç yaşlarda izlenir. Mikrovasküler yatakta ateroskleroz, anormal vazokonstrüksiyon, yetersiz vazodilatasyon, insülin rezistansı ve artmış inflamasyon sorumlu tutulmaktadır. Tanı için; koroner anjiyografi sırasında koroner akım rezervi bakılması, perfüzyon magnetik rezonans görüntüleme ya da pozitron emisyon tomografi yararlı olabilir. Mikrovasküler koroner disfonksiyonlu semptomatik hastalar yıllık %2,5 olumsuz kardiyak olay riskine sahiptir.
KIRIK KALP SENDROMU (TAKOTSUBO SENDROMU )
Menapoz sonrası kadınlarda ani duydusal veya fiziksel stres sonrası kalp krizi bulguları ve normal koroner damarların olduğu bir hastalıktır. Elektrokardiyografide ( EKG ) kalp krizi bulguları olan ST yükselmesi veya T negatiflikleri, kan tetkiklerinde troponin enziminde normal düzeye göre orta derecede yükselme, ekokardiyografide ( EKO ) kalp kasılma kusurları ve kalp kasında balonlaşma izlenir. Tek damar tutulumuna uymayan daha geniş şekilde kalbin duvarında hareket bozukluğu ve orantısız enzim yükselmesi durumunda Kırık Kalp Sendromu yani Takotsubo sendromundan şüphelenilmelidir.
KALP DAMARLARININ KENDİLİĞİNDEN YIRTILMASI ( SPONTAN KORONER ARTER DİSEKSİYONU )
30-45 yaş arası genç bayanlarda, özellikle hamilelik ve doğum sonrası dönemde izlenir. Seks hormon değişikliği, artmış kalp debisi ve stres, artmış inflamatuar cevap sorumlu tutulmaktadır.
KADINLARDA KALP HASTALIĞI TANISI NASIL KONULUR ?
Egzersiz testi kadınlarda koroner damar hastalığı için daha az spesifiktir. Şüpheli koroner arter hastalığı olan kadınlarda erkeklere göre daha yüksek oranda istirahat EKG'de repolarizasyon anormalliği (ST/T dalgası değişiklikleri) izlenir (%32'ye %23). Kadınlarda istirahatte ST/T anormalliği, pik egzersiz kalp hızı, yaş, ilaç kullanımı, hiperventilasyon, iletim anormallikleri, sol ventrikül hipertrofisi, vazospazm ve hormonal etkileşimler testin doğruluğunu etkileyebilir. Bu nedenlerle kadınlarda egzersiz testinde yalancı pozitiflik oranı daha yüksektir. Buna karşılık erkeklere göre egzersiz testinin hastalığı dışlama oranı da daha yüksektir. Azalmış egzersiz toleransı ve kadınlarda daha yüksek oranda izlenen tek damar hastalığı yanlış negatif sonuçlara neden olabilir. Premenopozal kadınlarda, östradiol düzeylerinin daha düşük olduğu siklusun orta döneminde göğüs ağrısı yoğunluğu, sıklığı ve indüklenebilir ST segment anormallikleri daha sık izlenir.
Sintigrafik yöntemlerden SPECT görüntülemede, meme dokusu ve cilt altı yağ tabakası görüntü kalitesi ve testin güvenilirliğini sınırlar.
AKUT KORONER SENDROMLAR, TEDAVİ VE GİDİŞAT
Kadın hastalarda akut koroner sendromlarda göğüs ağrısı yanında çene, boyun ve omuz ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma, çarpıntı, halsizlik ve dispne daha sık görülür. Sessiz infarktüs olasılığı özellikle yaşlı kadınlarda yüksektir. Atipik semtomlardan dolayı tanı gecikebilir, atlanabilir. Kalp krizi sonrası kanama, inme, şok, kalp kasında yırtılma tekrarlayan göğüs ağrısı daha sıktır.
Tanı konulmamış göğüs ağrısı olan kadınlarda gidişatı daha iyidir, çünkü altta yatan ateroskleroz olasılığı daha düşüktür. Ateroskleroz tanısı alan kadın hastalarda prognoz erkeklere eşit ya da genellikle daha kötüdür. 65 yaş üstünde kalp damar hastalıklarından ölüm oranı her iki cinste benzerdir. Kalp krizi sonrası ölüm riski 60 yaşından genç kadınlarda erkeklerden daha kötüdür. Kararsız anjinası olanlarda daha az oranda anjiyografik KAH, reinfarktüs veya ölüm görülür. Kararsız anjinalı troponin yüksek kadınlarda prognoz daha kötü olup, yüksek troponin düzeyleri kadınlarda artmış ölüm ve kalp krizi riski vardır.
ST elevasyonsuz kalp krizinde ölüm oranı erkeklerdekine benzerdir. Akut ST elevasyonIu kalp krizinde erken veya hastane içi ölümler kadınlarda daha fazladır. Bu durum kanıta dayalı tedavilerin daha az kullanımı ve gecikmiş reperfüzyona bağlanabilir. Hastaneden taburcu olduktan sonraki 1-3 yıllık mortalite genç kadınlarda yüksektir, postmenopozal dönemde erkeklerdekine benzerdir.
Tromboliz yani ilaçlarla pıhtıyı eritme sonrası komplikasyon oranları özellikle de beyin kanamasına bağlı inme ve tekrarlayan kalp krizi kadınlarda daha yüksektir.
Anjiografik olarak tıkalı damarı açmanın faydası her iki cinste benzerdir. Fakat işlem komplikasyonlarından oluşan ölüm riski bayanlarda daha yüksektir. Kadınlarda koroner girişimi sonrası daha sık damar ve böbrek komplikasyon gelişir. Bu farklılık kadında ileri yaş, ufak vücut yapısı, daha hassas damar yapısı ve ilave hastalıkların yüküne bağlıdır.
Koroner bypass cerrahisi geçiren hastaların yaklaşık %30'u kadın hastalardır. Hastane içi ölüm riski özellikle 60 yaş altı kadınlarda 1,4-4,4 kat daha yüksektir. Cerrahi sonrası kalp yetmezliği, ameliyat sonra kalp krizi, kanama ve inme, geçici iskemik atak ve koma gibi nörolojik komplikasyonlar daha sık izlenir. Bypass cerrahisi sonrası tekrar hastaneye yatma oranı ilk 2 ayda 2 kat fazladır. Kalp ameliyatı sonrası görülebilecek komplikasyonların sebepleri çeşitlidir. Küçük vücut yüzey alanı, küçük koroner çapı, ileri yaş, şeker hastalığı ( DM ) ve hipertansiyon gibi ek hastalıklar, işlemin aciliyeti sorumlu olabilir. Cerrahi tedavi sonrası uzun dönem sağkalım, infarktüs ve tekrar ameliyat olma oranları benzerdir.
BAYILMA
Baygınlık geçiren kadınlar erkek hastalardan daha yaşlıdır ve bayılma nedeni sıklıkla kalp dışıdır. Baygınlık geçiren kadınlarda kalp nedenli gelişen bayılma oranı %6, erkeklerde ise %21 olarak bulunmuştur. Kadınlarda nörokardiyojenik bayılma en sık bayılma tipidir. Kadınlarda tilt testinde vazodepresör yanıt daha sıktır, anksiyete daha yaygındır.
KALP RİTİM BOZUKLUĞU VE ÇARPINTI
Çarpıntı sık görülen bir şikayettir. Çarpıntı şikayetiyle başvuran kadınlarda %90 sıklıkta hafif egzersizde ortaya çıkan uygunsuz sinüs taşikardisi tespit edilir. Atriyoventriküler nodal reentran taşikardi erkeklere göre daha sık olup; WPW, atriyal fibrilasyon (AF) ve atriyoventriküler resiprokan taşikardi erkeklere göre daha nadir izlenir. Kadınlarda AF ye bağlı semptomlar, rekürrens riski, inme ve AF'ye bağlı ölüm daha sıktır. Atriyal aritmi ataklarının insidansı adet dönemlerinin fazları içinde farklılık gösterir. Atriyal aritmilerin atlanma olasılığı kadınlarda daha yüksektir.
ANİ GELİŞEN KALP NEDENLİ ÖLÜM
Ventriküler aritmiler ve ani kardiyak ölüm kadınlarda daha nadirdir (%20). Nedenler içerisinde kalp dışı nedenler daha sık olup çoğu ilaçlara bağlıdır. Kardiyak arrestten dönen kadınların %45'inde koroner arter hastalığı bulunurken erkeklerde bu oran %80'dir. Brugada sendromu erkeklerde daha sık izlenir. Konjenital ve sonradan kazanılmış uzun QT sendromları kadınlarda daha sıktır. Bazal QT'leri daha uzun ve ilaç olumsuz etkilerine daha yatkın olmalarından dolayı torsades de pointes vakalarının %70'i kadınlarda or- taya çıkar.
KALP KAPAK HASTALIKLARI
Birçok kapak hastalığının epidemiyolojisinde cinsler arasında farklılıklar vardır. Endokardit, ciddi mitral yetersizliği erkeklerde daha sık izlenir. Kadınlarda seyir daha benign olmakla birlikte; göğüs ağrısı, nefes darlğı, çarpıntı gibi şikayetlerin sıklığı daha yüksektir.
Kan tükürme veya ağızdan kan gelmesi, mitral darlığı olan kadınlarda daha sık izlenir.
Biküspit aort kapak sıklığı erkeklerde 3 kat daha fazladır. 65 yaş altı aort kapak cerrahisi çoğunlukla erkeklere yapılmaktadır. 65 yaş üstü kalsifik aort kapak prevalansı da erkeklerde 2 kat daha fazladır.
Marfan sendromuna bağlı aort dilatasyonlarında gebelik sırasında diseksiyon riski artar.
KALP YETMEZLİĞİ
Kalp yetmezliği hastalarının yaklaşık yarısı kadındır. Sebep olarak erkeklerde koroner damar hastalıkları, kadınlarda ise hipertansiyon ve kapak hastalıkları ön plandadır. Kadınlarda kalp yetmezliği daha ileri yaşlarda ortaya çıkar. Korunmuş ejeksiyon fraksiyonlu (EF) kalp yetmezliği hastalarının %80'i kadındır. Korunmuş EF'li kalp yetmezliğinin kadınlarda tanısı daha zor olabilir, bu durum kadınlarda sıvı retansiyonu ve nonkardiyak orjinli nefes darlığı prevalansının yüksek olmasına bağlıdır. Kadınlarda kalp yetmezliği prognozu daha iyidir.