ŞAH DAMARI VE KAROTİS
Şah damarı yani Karotis hastalarında artan oranda felç ve inme riski mevcuttur. Şah damarı ameliyatı, şah damarı tıkanıklığına bağlı şikayetler olsun olmasın, tıkanıklığı ileri dönemlerinde uygulanması gereken bir ameliyattır. Eğer hasta ameliyat olup şah damarındaki tıkanıklığı temizletmezse, felç ve inme riski çok artar. Felcin zaten en sık nedeni şah damarı hatta onun ana dalı olan internal karotid arter stenozu yani tıkanmasıdır. Bu tıkanıklığın giderilmesinde ilaç, stent, ve ameliyat teknikleri kullanılabilir. Bu tedaviler içinde en başarılı yöntem halen ameliyat yani karotis arter endarterektomi dir.
Şah damarındaki 'bomba'yı nabzı atmayınca öğrendi! Prof. Dr. Akgül: 3 sinyali var
B. için her şey 5 ay önce başladı. Sık sık epilepsiye benzer nöbetler geçiriyor, ne yaşadığına anlam veremiyordu. Hastaneye başvurdu, tam epilepsi tanısı konacakken hemşire nabız alamadığını söyleyince işin rengi değişti. 55 gün hastanede yatan genç kadın artık yataktan kalkıp tuvalete bile gidemez haldeydi. Sol şah damarının yüzde 100’ü, sağ şah damarının ise yüzde 70’i tıkalı olan İlarslan'ın yaşadıklarını Prof. Dr. Ahmet Akgül anlattı.
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Genel sağlık durumunun değerlendirilmesi açısından yılda bir kez check up yaptırmak, hastalıklara dair risk faktörlerini ortadan kaldırıyor. Check up programında akciğer hastalıklarından kemik erimesine, kanserden depresyona kadar pek çok hastalığın detaylı incelemesi yapılıyor ve çıkan sonuçlara göre de gerekli tetkikler uygulanıyor. Her yıl 150 bin kişinin felç geçirmesi nedeniyle check up programına şah damarı ultrasonu eklenmesi büyük önem taşıyor. Çünkü yılda bir kez yaptırılacak şah damarı ultrasonu hayat kurtarıyor. Söz konusu ultrason beyne giden kan akışını sağlayan şah damarlarında tıkanıklık var mı yok mu ortaya koyuyor.
“Felç yani inme geçirmemizin nedeni olarak karşımıza en sık şah damarı hastalıkları çıkar” diyen Kalp ve Damar Cerrahisi Prof. Dr. Ahmet Akgül, “Atardamarlar oksijeni yüksek olan yani ‘temiz’ kanı kalpten alıp organlara götürür. Kalpten çıkan en büyük atardamar aort damarıdır. Aort, vücudun tüm organlarına giden damarların çıktığı damardır ve ilk dallarından biri şah damarıdır. Vücutta bulunan 2 şah damarı aort damarından çıkar ve boynun her iki yanından beyin dokusuna ulaşır. Yani beyni besleyen, temiz kan ve besin için şeker götüren damardır. Tüm beynin beslenmesi esas olarak şah damarları tarafından yapılsa da, boynun arka tarafında yine yanlarda seyreden vertebral arterler de beyni beslemeye yardımcı olur. Sonuç olarak, kansızlığa dayanıklılığı en zayıf organ olan beyni besleyen 4 ana damar var ve bunların en önemlileri şah damarları yani karotis damarlarıdır" dedi.
Şah damar tıkanıklığının ana nedeninin damarın aterosklerozu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Akgül, “Ateroskleroz yani atardamar sertleşmesi tüm vücut damarlarını tutan yaygın bir hastalıktır. Karotis arterlerin yani şah damarlarının aterosklerozu da diğer damarlardaki ateroskleroza benzerlik gösterir. Ateroskleroza bağlı gelişen karotis arter darlığı, beynin beslenmesini engelleyen en önemli nedenlerden biri. Damar sertleşince damar içinde plaklar oluşur ve bu plaklar zamanla yırtılıp pıhtı oluşumuna, yağ ve kan hücreleri ile tıkanmaya yol açar” diye konuştu.
KULAK ÇINLAMASI, BAŞ DÖNMESİ, GÖZ KARARMASINA DİKKAT!
'Şah damardaki bomba' olarak nitelendirilen hastalık bazen belirtilerle kendini gösteriyor, bazen de sinsi ilerliyor. “Tıkanıklık beyinde sorun yaratmamış ise ilk zamanlarda kulak çınlaması, baş dönmesi ve göz kararması gibi şikayetler oluşturur ama ilerleyen dönemde felce neden olabilir” diyen Prof. Dr. Ahmet Akgül, “Eğer anevrizma oluşmuş ise boynun yan tarafında bir şişlik oluşur ve bu şişlik üzerinde kalp gibi nabız atışı hissedilir. Tıkanıklık tanısı için önce muayene yapılır. Şah damarı üzerinde nabız atışlarına bakılır ve dinleme ile üfürümler duyulur. Daha sonra dopler ultrason ile tanı konulur” bilgilerini paylaştı.
NABIZ ALINAMADI, YATAKTAN KALKAMAZ HALE GELDİ
Hastalığı önlemek için kan sulandırıcı ve damar açıcı ilaçların yanı sıra damarı açmak için şah damarı ameliyatı, anjiyografik balon ve stent uygulaması yapılıyor. Bu tedaviler içinde en başarılı yöntemin halen şah damarı ameliyatı yani karotis arter endarterektomi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Akgül’e yaklaşık 23 gün önce ameliyat olan 41 yaşındaki Birsen İlarslan, hastalığını ve bu süreçte yaşadıklarını anlattı:
'AMELİYAT OLMASAYDIM ÖLECEKTİM'
"Vücudumda enfeksiyon çok fazla olduğu için Ankara'daki doktorlar da beni ameliyat etmek istemedi. Bunun üzerine eşim hastalığımla ilgili araştırma yapmaya başladı. Prof. Dr. Ahmet Akgül’ün bu konuda uzman olduğunu öğrendik ve kendisiyle iletişime geçtik" diyenBirsen İlarslan, "Bize 'Yüzde 70 tıkalı olan sağ şah damarı açarım ancak felç kalma ve ölüm gibi riskleri var. Göze alıyorsanız ameliyatı yaparım’ dedi. Ben de önce Allah’a sonra Ahmet Bey’e güvenerek ameliyat olmayı kabul ettim. Perşembe günü hastaneye gittim. Cuma günü sağ şah damarıma stent takıldı. Cumartesi günü taburcu oldum. Ameliyat sonrasında Ahmet Bey ile konuştuğumuzda sağ şah damarımın çok inceldiğini, biraz daha müdahale edilmeseydi ölebileceğimi söyledi. 23 gün önce yatağa bağımlı bir haldeydim. Şimdi ise sağlığıma kavuştum. 5 ay önce belirtilerini gösteren hastalığın vücudumdaki varlığı aslında 10 yıl öncesine dayanıyormuş. Şah damarı tıkanıklığında erken tanının çok önemli olduğunu yaşayarak öğrendim" açıklamasını yaptı.
Yukarıdaki gazete haberinin tamamını okumak için tıklayın veya yazıyı okumaya devam edin:
"3 ameliyatla hayata döndü
Kalp krizi geçiren Sever'in, kalp, beyin ve şah damarına aynı anda operasyon yapılarak dünyada bir ilke imza atıldı
Bülent ERGÜN Yaşam Haberleri
Giriş Tarihi: 18.1.2010
İstanbul'da kalp krizi geçiren 73 yaşındaki bir hasta, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi'nde aynı anda gerçekleştirilen 3 ayrı ameliyatla hayata döndürüldü. Operasyonu gerçekleştiren ekibin başında bulunan Doç. Dr. Ahmet Akgül, tıp literatüründe eşine rastlanmayan bir operasyonun altına imza atarak, beyin, kalp ve şah damarı ameliyatını aynı anda gerçekleştirdi. Şiddetli göğüs ağrısı şikâyetiyle Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne giden 73 yaşındaki Fikri Sever, kalp krizi riski nedeniyle acilen ameliyata alındı. Ancak çekilen boyun filmlerinde doktorlar yaşlı adamın 30 yıl önceki bir trafik kazası neticesinde beyin kanaması geçirdiğini ve tedavi ettirmediği bu beyin kanamasının pıhtılaştığını tespit etti.
TIPTA BİR İLK
Boyun ve kalp damarlarında da tıkanıklık tespit edilen Sever'in, ameliyata alınmaması halinde geçirdiği kalp krizi neticesinde hayatını kaybetme riskinin olduğunu gören doktorlar, ailenin de iznini alarak zor bir karar verdi ve tıp literatüründe eşine rastlanmayan bir operasyonun altına imza attı. Hastanın kalbi durdurulmadan, beyin, kalp ve şah damarı ameliyatı aynı anda gerçekleştirildi. Operasyonu gerçekleştiren ekibin başında bulunan ve ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Michael DeBakey'in yanında asistanlık da yapmış olan Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Ahmet Akgül, "Hastanın anjiyosunda ameliyat kararı çıkmıştı. Kalp ameliyatı yaparken, kalbi durdurup operasyonu yaparız. Beyin kanaması olduğu görülünce, kan sulandırıcı ilaç verilemedi. Biz nöbetçi beyin cerrahını operasyona dahil edip, kafatasını açtırdık ve içerideki kanamayı boşaltıp diren koyduk.Bunun yapılması ile kanama gerçekleşse bile beyne zarar gelmeyecek, kan dışarı akacaktı. Kan sulandırıcı vererek, kalbi durdurmadan ameliyatı gerçekleştirdik, aynı anda boyun damarındaki tıkanıklığı da açtık" dedi."
KALP AMELİYATI ÖNCESİNDE ŞAH DAMARINA NİYE BAKILIR?
Genel olarak koroner baypas (CABG) yapılan hastalara bakıldığında yaklaşık %2 oranında ameliyat sırasında inme veya serebrovasküler olay görülebilmektedir. Altta yatan neden iskemik, hemorajik veya emboli olabilir. Bunlardan en sık neden ise iskemik nedenlerdir ve altta yatan karotis arter hastalığının varlığı da perioperatif inme oranını arttırmaktadır. Atheroskleroz yaygın olarak bütün damar sistemlerini tutan dejeneratif bir damar hastalığı olduğu için koroner arter hastalarında ek olarak karotis arter hastalığınında bulunması şaşırtıcı değildir. Geleneksel olarak koroner arter hastalığı ve karotis arter stenozu birlikteliğine klinisyenlerin yaklaşımları staged CEA (karotis endarterektomi), simultane CEA ve CABG veya staged CAS (karotis arter stent) ve simultane CAS ve CABG uygulamak şeklindedir. Endovasküler tedavi yöntem ve gereçlerindeki gelişme ile birlikte hibrid revaskülarizasyon yönelim artmaktadır. Kolay uygulanabilir olması, daha az invaziv olması cerrahi prosedürlere alternatif bir tedavi seçeneği haline getirmiştir. Ancak hibrid revaskülarizasyon konusunda henüz yeterli çalışma bulunmamakta ve uzun dönem sonuçları bilinmemektedir.
Yukarıdaki gazete haberinin tamamını okumak için aşağıdaki yazıya bakın veya tıklayın:
"Yale'deki ünlü doktordan Bakırköy'de 'ortak ameliyat'
Dünyaca ünlü Yale Üniversitesinde Damar Tıkanıklıkları Ünitesi Bölüm Sorumlusu Dr. Carlos Mena dün Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesindeydi.
Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Prof Dr Ahmet Akgul’ün konuğu olarak sabah saatlerinde hastanede önce seminer verdi, sonra tıkalı bacak damarı olan 2 hastanın damarlarının düzeltilmesi işlemlerine katildi.
ABD’nin dünyaca ünlü üniversitesi olan Yale’de damar tıkanıklıkları merkezinde klinik sorumlusu olan Dr. Carlos, dünyanın birçok hastanesinde seminerler ve girişimsel tedavilerde bulunmasına rağmen ilk kez geldiği Türkiye’de, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniginin başarılı çalışmalarından çok etkilendiğini ifade etti.
Prof. Dr. Ahmet Akgül’ün ev sahipliğini yaptığı eğitim toplantısında, Dr. Carlos Mena önce bacak damar tıkanıklıkları ve tedavileriyle ilgili dünyadaki en modern tedavi tekniklerini dinleyicilerle paylaştı. Daha sonra bu unlu ekip, çok uzun süre bacak damarları tıkalı olan fakat ameliyatları çok riskli olduğu için ameliyatsız tedavi edilmeleri düşünülen iki hastanın tedavi şekillerini tartıştı.
Prof. Dr. Ahmet Akgül başkanlığındaki ekip önce, Suriyeli 60 yaşında uzun yıllardır bacaklarında ağrı ve yürüyememe şikayeti olan Najdat Mohamad, daha sonra da 57 yaşında bacak damarlarında ciddi tıkanıklıkları olan fakat daha önceki tedavilerinden fayda görmemiş olan Erol Saroğlu'nun tedavisine başladı. En son geliştirilmiş kateter teknolojisiyle hazırlanmış cihazları kullanarak yalnızca kasıktan bir iğne deliğinden hastaların tıkalı bacak damarlarını açtılar. Damar tedavi işlemi sırasında anestezi kullanmadılar ve hastalarla konuşarak işlemi bitirdiler. Damar açma sırasında, Türkçe bilmediği için konuşamayan fakat beden hareketlerinden oldukça rahat olduğu gözlenen Najdat Mohammed gibi Erol Saroğlu da çok rahat olduğunu ve ağrısının olmadığını belirtti. Ayrıca Saroğlu daha önce birçok merkeze gittiğini fakat kalp rahatsızlığından dolayı ameliyatın riskli olduğunu ve yalnızca ilaç tedavisi olabileceğini söylediklerini belirtti. İlaç tedavisinin de ağrılarını azaltmadığını ve bu yüzden yürüyemediğini ekledi. İşlem sonrası hastalar yoğun bakıma değil de direk olarak kendi özel odalarına çıktılar.
İşlem sonrası görüşlerine başvurduğumuz ekip lideri Prof. Dr. Ahmet Akgül tedavi ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Biz, Bakırkoy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği olarak hastalarımızın tanı, tedavi ve izlem sürecinde tüm modern tıbbi gelişmeleri kullanmaktayız. Bu süreç yalnızca modern cihazların kullanılması değil aynı zamanda birikimlerimizi dünyanın önde gelen klinikleri ve doktorlarıyla da paylaşarak ‘tek bir hasta’ için en doğru tedaviyi onların hizmetine sunmaktayız. Bugün yaptığımız işlem ve bilgi paylaşımı bu anlayışımızın olağan sonucudur. Bu günkü tedavimize gelince, ameliyat ve anestezi kullanmadan bacak damarlarındaki bu ciddi tıkanıkları açmak bundan kısa bir süre öncesine kadar yalnızca hayaldi. Kliniğimiz bu işlemi daha önce de başarıyla gerçekleştirdi fakat bugün dünyanın en ünlü üniversitelerinden Yale Üniversitesi ile bilgi, deneyim ve tecrübelerimizi paylaştık. Konunun uzmanı olan Dr Carlos Mena davetimizi kabul etti ve Türkiye’de ilk olarak hastanemize geldi. Dr Carlos Yale Universitesi Girişimsel Kardiyoloji Bölümünün koordinatörüdür ve ameliyatsız damar tıkanıklıkları tedavisinde son yıllarda çok ciddi çalışmalar yapmıştır. Kendisiyle beraber arka arkaya iki hastamızın tedavi işlemlerini gerçekleştirdik. Türkiye’de ilk defa gerçekleşen bu buluşmanın hastalarımız ve hastanemiz adına çok önemli bir gelişme olduğunu düşünmekteyim. Ameliyatın veya anestezinin riskli olduğu hastalarda kullandığımız bu sistemin uygulanması için son teknolojik cihazlara ihtiyaç duyulmakta, bizler de hastane olarak bu alt yapıya sahip bulunduğumuzdan ameliyatsız damar tıkanıklığı tedavisi hastanemizde rahatlıkla uygulanmıştır. Bu nedenle Dr. Carlos'da hem genç ekibimizin tecrübesinin hem de hastane koşullarımızın son derece etkileyici olduğunu defalarca belirtmiştir. Fakat bizim için en önemlisi, Yale Üniversitesinin takdirinden ise, ‘tek bir hastamızın memnuniyetidir” dedi.
ŞAH DAMARI BALONLAŞMASI, KAROTİS ANEVRİZMASI
Karotis arter anevrizmaları, çok sık görülmemesine rağmen önemli bir sorundur çünkü tedavi edilmeyen anevrizmalara bağlı gelişen beyin embolileri sonucu nörolojik semptomlar oluşmaktadır. Karotis arter yalancı anevrizmaları zedelenme sonucu veya kendiğininden karotis disseksiyonundan uzun süre sonra gelişmektedir. Tedavide ameliyat ilk seçeneği oluştursa da, son zamanlarda anevrizmaların tedavisinde endovasküler yaklaşımları sıklıkla kullanılmaktadır. Bu artan eğilim karotis arter stenozunda endovasküler tedavide artan tecrübenin bir sonucu gibi görünmektedir. Endovasküler yaklaşım, açık girişimlerin uygulanmasını zor olduğu geniş anevrizmalar veya doku iyileşmesini etkileyen boyun radyoterapisi gibi durumlarda avantaj sağlamaktadır.
KAROTİS HASTALIĞININ TANISI NASIL KONUR?
Yaşam kalitesinin artması ile yaşam süresinde uzama ve buna bağlı olarak aterosklerotik damar hastalıklarında artış izlenmektedir. Bunlara bağlı gelişen BEYİN DAMARLARINDA TIKANIKLIK ve enfarktlara bağlı ölümler kalp hastalıkları ve kansere bağlı ölümlerden sonra üçüncü sırayı almaktadır. Bu sebeble karotis arterinde darlık şüphesi olan hastalar ayrıntılı olarak değerlendirilmelidir. Karotis arter darlıklarında altın standart tanı yöntemi, tedaviye de olanak sunan Dijital Çıkartma Anjiyografisi (DSA)'dir. Ancak karotis arteryel sistemdeki olası tıkanıklıkların değerlendirmede kullanılan en geniş çaplı tanı yöntemi; damar yapısı hakkında da bilgi veren Renkli Doppler Ultrasonografi dir. Renkli doppler ultrason ile karotis damarlardaki plakların tipi, yapısı ve oluşturdukları darlık dereceleri hakkında bilgi edinilebilir ve takibi yapılabilir.
Karotis arter hastalığı ciddi oranda mortalite ve morbidite ile sonuçlanabilen yaygın ve önemli bir klinik sorundur. Karotis arter hastalığının tanısı genelde anamnez ve fizik muayene ile konulur. Noninvaziv, risksiz, kısmen ucuz olması ve darlığın derecesini, plak yapısını ve ilerlemesini güvenilir olarak belirleyebilmesi nedeni ile dubleks ultrason en uygun ilk aşama tanı yöntemidir. Ancak dubleks ultrasonun zayıflıklarından ötürü bir çok klinisyen tek başına ultrason ile karar vermekten çekinebilmektedir. En doğru test olan anjiyografinin invaziv ve pahalı bir yöntem olmasından ötürü, manyetik rezonans anjiyografik ve bilgisayarlı tomografik anjiyografi gibi daha az invaziv testler kullanılmaktadır. Tanısal değerlendirmenin bir parçası olarak beyinin görüntülenmesi rutin olarak gerekli olmamakla beraber, bazı hastalarda önemli olmaktadır.
ŞAH DAMARI TIKANIKLIKLARINDA BALON VE STENT TEDAVİSİ
Damar sertleşmesine bağlı şah damarı tıkanıklığı sonucu felç, inme ve beyin damarlarında pıhtı oluşur. Şah damarı tıkanıklığının tedavisinde balon ve stent kullanımı son 10-15 yılda popüler olmuştur. İlk zamanlarda şah damarına balon ve stent yalnızca şah damarı ameliyatı riski taşıyan hastalar için önerilmekteyse de, günümüzde hastaların büyük bölümünde güvenle uygulanabilir haldedir. Hastalar ve hasta yakınları, bu işlemin amacı ve sonuçları hakkında eğitilmelidir.
ŞAH DAMARI HASTALIKLARININ EN İYİ TEDAVİSİ AMELİYATTIR
Şah damarı yani karotid damarı beyni besleyen ana damardır. Sağda ve solda boynun iki yanında bulunur. İlerleyen yaşlarda tıkanıklık riski artar. Tıkanıklığı ile hastada baş dönmesi, göz kararması, kulakta uğultu, çınlama, baygınlık hissi, bayılma nöbetleri ve felç yani inme görülür. İnmenin en sık (%20) nedeni şah damar tıkanıklığıdır. Şah damar tıkanıklığı muayene ile anlaşılabilir. Ayrıca hastaya Doppler Ultrason ve gerekirse karotid anjiografisi de yapılmalıdır. eğer %70 ve üzerinde darlık bulunursa, bu darlığı açmak için tedavi seçenekleri değerlendirilir. Tedavi seçenekleri ameliyat, endovasküler stentler ve/veya ilaç tedavilerini kapsar. İnme veya felç veya beyin damarlarının tıkanıklıkları riski göz önüne alınırsa, en iyi sonuç veren tedavi şekli ameliyattır.
Karotis arter stenozunda endovasküler yöntemlerle cerrahinin kıyaslandığı ilk tamamlanabilen internasyonel çok merkezli ''Carotid and Vertebral Artery Transluminal Angioplasty (CAVATAS)'', cerrahi için yüksek riskli ve çoğunluğu asemptomatik hastalarda yapılan ''Stenting and Angioplasty with Protection in Patients at High Risk for Endarterectomy (SAPPHIRE)'', asemptomatik ve semptomatik hastalarda yapılan ''Carotid Revascularization Endarterectomy vs Stenting Trial (CREST)'' çalışmalarında genel olarak ölüm, inme veya myokard enfarktüsü açısından cerrahi ve endovasküler guruplar arasında önemli bir fark olmadığı bildirilmiştir. Bu üç çalışmada birçok eleştiriye açık yöne sahiptir. Endarterectomy Versus Stenting in Patients with Symptomatic Severe Carotid Stenosis (EVA-3S) ve ciddi internal karotis arter stenozlu hastaların alındığı ''Stent-Protected Angioplasty versus Carotid Endarterectomy (SPACE)'' çalışmaları endovasküler guruplarda inme ve ölüm gibi komplikasyonların yüksek olmasından dolayı planlanan biraz erken sonlandırılmıştır. Bu iki çalışma ile ''International Carotid Stenting Study (ICSS)'' çalışmasında da inme ve ölüm gibi komplikasyonlar göz önüne alındığında cerrahinin endovasküler yöntemlere üstünlüğü göze çarpmaktadır. Bu çalışmalar daha ayrıntılı incelendiğinde günümüzde karotis stenozunda endovasküler yöntemlerin cerrahi tedavinin birebir alternatifi olduğu söylenemez.