DAMAR HASTALIKLARININ RİSK FAKTÖRLERİNİN ÖNLENMESİ
Şikayeti olmayan kişilerde damar hastalığı olma riski %3-10 arasındadır. 70 yaşın üzerinde bu oranı %15-20 düzeyine ulaşır.
PEKİ, ŞİKAYETİNİZ YOK İSE DAMAR HASTALIĞI OLMARİSKİNİZİ ÖLÇEN BİR CİHAZ/YÖNTEM VAR MI?
Var. Şikayeti olmayan kişilerde damar hastalığı sıklığının araştırılmasında en sık kullanılan yöntem ayak\kol basınç indeksinin (AKİ) ölçülmesidir. Bacak damarı hastalığı tanısı için AKİ değerinin 0.9 olması kriter olarak alınmalıdır ve şikayeti olmayan bireylerin bacaklarında atardamar tıkanıklığı oranı %29 çıkmıştır. Yani bacakta ağrı şikayeti olmayıp da bacak damar tıkanıklığı olan hasta sayısı beklenenden yüksektir.
Ankle-Brakial İndeks (Ayak/kol basınç indeksi)
Ayak bileği /brakiyal sistolik (büyük tansiyon) basınç oranıdır. Normalde sağlıklı kişilerde ayak bileği basıncı, kol kan basıncından yüksektir. Şayet ayak damar basıncı kola göre düşük olursa bacak damarlarının herhangi bir seviyesindeki daralma veya tıkanıklık var demektir.
Ayak/kol tansiyon oranı 0,9 değerinden düşükse yüksek ihtimalle, eğer bu değer 0,5 gibi bir değere kadar inmişse neredeyse kesin diyebileceğimiz doğrulukta ciddi bacak damar tıkanıklığı vardır.
Bacak atardamarı (arter) bozukluklarının erken teşhisinde ve takibinde hızlı, güvenilir bir yöntemdir. Bacak atardamarlarında daralmalar neticesinde Ayak Bileği - Kol Basınç İndeksi düşmektedir.
Bu ölçümleri kliniğimizdeki gibi özelleşmiş bir birimde ve bu işleme yönelik özel cihazlarla deneyimli sağlık çalışanıyla bakıldığında doğruluğu ve hassasiyet daha da yüksek olmaktadır. Bu cihazla 5 dakika gibi kısa bir süre kişide bacak damar tıkanıklığını % 95 doğruluk oranıyla tespit edebilmektedir.
Neden bacak damar tıkanıklığı önemlidir?
Damar tıkanıklığı süreci bir bütün. Ayak damarında tıkanıklık olanlarda kalp damarında veya şah damarında tıkanıklık olma olasılığı çok yükselmekte bu da kalp krizi veya felç riski yüksek anlamın gelmektedir.
Kimlere bu yöntemle bakmak gerekir?
- Yaş 65
- Yaş 50–64 , damar tıkanıklığı için risk faktörü (Diyabetes mellitus, sigara , hiperlipidemi , Hipertansiyon ) veya aile bireylerinde bacak damar tıkanıklığı öyküsü olanlarda.
- Yaş 50, Diyabetes mellitus ve ileve 1 aterosklerotik risk faktörü. Bilinen bir damar tıkanıklığı olanlarda (Kalp, şah damarı, kol damarı, barsak damarı böbrek damar tıkanıklığı gibi)
Bacak damar tıkanıklığı tek başına bile olsa kötü bir gidişatı gösterir. Örneğin, on yıllık süre içinde kalp ve damar hastalıklıklarına bağlı ölüm riski , AKİ<0.9 olan erkeklerde %18.7, bayanlarda %12.6 bulunmuştur. Aynı değerler AKİ>0.9 olan erkeklerde %4.4, bayanlarda %4.1 olarak bulunmuştur ve aradaki fark çok anlamlıdır. Yani ayak kol basınç indeksi yani AKİ'nin azalması kalp ve damar hastalıkları yüzünden kişinin ölüm riskini artırır.
Daha ayrıntılı söylemek gerekirse, bacak damar tıkanıklığı olan erkek hastalarda beklenen 5 yıllık ölüm riski prostat kanserinden kötüdür, kolon kanseri ile benzerdir. Bu nedenle damar tıkanıklığı tanısı olan hastalar risk faktörlerinin giderilmesi için etkin önlem ve tedavi altına alınmalıdır.
Nedir bu önlem ve tedaviler:
SİGARA BIRAKILMASI
Sigara kullanılması ve tüketilen miktara bağlı olarak damar tıkanıklığı sıklığı, ciddiyeti, ampütasyon artışı, greft tıkanıklığı ve ölüm gözlenmektedir Sigara bırakılması için en etkili yöntem biorezonans, nikotin replasman tedavisi ile birlikte bir antidepresan olan bupropion kullanımdır.
Periferik arter hastalarında olması gereken LDL düzeyi "100 mg\dl" olarak bildirmektedir. Hastada koroner ve karotis gibi bir başka damar yatağında da sorun varsa LDL düzeyinin 100 mg\dl oranı %84 bulunmuştur. Ülkemizde periferik arter hastalarında LDL değeri >100 ise statin kullanımı devlet tarafından karşılanmakta olup, görüldüğü gibi etkili antilipid tedavi ile hastalarda hastalık ve ölüm riskini önemli ölçüde azaltılabilir.
LİPİD KONTROLÜ
1. Tüm bacak şikayeti olan damar hastalarında hedef LDL, statinler ilk seçenek olmalıdır. 2. Düşük HDL kolesterol ve veya yüksek trigliserid değerlerinde fibratlar düşünülmelidir.
ANTİAGREGAN (KAN SULANDIRICI) TEDAVİ
Antiagregan tedavi ile periferik arter hastalarında kardiyovasküler olaylarda %23 azalma sağlanmaktadır. Düşük doz asetil salisilik asit (ASA, 75-160mg) kontrendikasyon olmadıkça tüm hastalara verilmelidir. Ayrıca klopidogrel ile ASA'ya oranla % 24 göreceli risk azalması sağlandığını göstermektedir. PAH ile birlikte bir başka damar yatağında sorun varsa (örneğin karotis veya koroner arterler) ASA ile kombine edilen klopidogrel kardiovasküler olaylarda azalma sağlamaktadır.