KAŞINTI NEDİR?
Kaşıntı, toplumda farklı şekillerde sık görülen bir şikayettir. Cilt hastalıklarının belirtisi olduğu gibi tüm vücudu etkileyen çeşitli hastalıklarda da kendini gösterebilmektedir. Ortaya çıkmasında birçok faktörün etkisi olan kaşıntı hissi, deride serbest sinir uçları ile hissedilir. Miyelinsiz C-tipi sinir lifleri tarafından alınan uyarı, omurilik ve kafa sinirleri aracılığı ile beyine iletilir.
Kaşıntı insanları oldukça rahatsız eden ve yaşam kalitesini bozan, bazen bir deri hastalığı ile ortaya çıkan, bazen vücudun tümünü etkileyen bir hastalığa eşlik eden veya psikolojik bir bozukluğun dışa yansıması olabilen, bazen de sebepsiz bir şekilde ortaya çıkan, lokal ya da yaygın hissedilebilen bir durumdur.
KAŞINTI NASIL OLUŞUR?
Kaşıntının oluşum mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Kaşıntının oluşumunda, derinin soğuk ve sıcak gibi fiziksel uyarıcılara ve sürtünme gibi mekanik etkilere maruz kalması; deride histamin, serotonin, substans P, interlökinler gibi kaşıntı enzimlerinin artış göstermesi ve merkezi sinir sistemini etkileyen kanser ve kimyasal maddeler rol oynamaktadır.
Özellikle deride histamin artışına bağlı olarak meydana gelen kaşıntının oluşum mekanizması ve bu mekanizmaya yönelik tedavi seçenekleri üzerinde çok sayıda araştırma yapılmış ve yapılmaya da devam etmektedir.
Kaşıntı, pek çok deri hastalığının yaygın ve rahatsızlık verici bir şikayetidir.
Bazı ilaçlar da kaşıntıya yol açabilir:
-
Sıtma ilaçları
-
Ağrı kesiciler ve özellikle narkotik olanlar
-
Tansiyon düşüren ilaçlar
KAŞINTI ÇEŞİTLERİ:
-
Akut: 6 haftaya kadar süren kaşıntılardır
-
Kronik: 6 haftadan uzun kaşıntılardır
ŞİKAYET OLARAK ÇOK SIK GÖRÜLEN ŞİKAYET: KAŞINTI
Kaşıntı, dermatoloji polikliniğine başvuran hastalar arasında en sık görülen dermatolojik şikayettir.
Kaşıntı, "deriyi ovalama, çizme veya kaşınma isteğini doğuran kişiye özgü his" olarak tanımlanmıştır.
Deri, burun, ağız içi gibi müköz membran, solunum yolları ve göz yüzeyi gibi yüzeyel tabakalarından algılanabilen kaşıntı ısı değişikliği, mekanik ve kimyasal olarak uyarılabilmektedir.
Kaşıntı hissini alan alıcılar nosiseptör denen ve cilt ve ciltaltı bileşke ve civarında yerleşim gösteren miyelinsiz, yavaş ileti hızına sahip serbest C sinir uçları şeklindedir.
Kaşıntının tüm sebeplerini tek bir mekanizma ile açıklamak zordur. Aminler, proteazlar, nöropeptidler, opioidler, eikozanoidler ve sitokinler gibi çok sayıda endojen kimyasal madde, lokal olarak deriye enjekte edildiğinde bölgesel kaşıntı sebebi olabilmektedir. Bu mediyatörlerlerin tetiklemesiyle, subpstans P, 5HT ve IL2'nin lokal salınımı olmakla birlikte, bunlar, kaşıntıda ana rol oynayan histaminin mast hücrelerinden salınımına neden olarak ve/veya kaşıntıyla ilişkili C-liflerini duyarlandırarak kaşıntıya yol açarlar.
KAŞINTI NEDENLERİ
Kaşıntı, ani kaşıma isteğini uyaran nahoş bir deri duyusu olarak tanımlanabilir. Çoğunlukla deri hastalıklarında görülür ve altta yatan sistemik bir hastalığın önemli bir belirtisi de olabilir.
Kaşıntının en önemli sistemik (vücudun tamamını etkileyen) sebepleri:
-
Sarılık yapan karaciğer hastalıkları
-
Böbrek yetmezliği
-
Demir eksikliğine bağlı kansızlık
-
Kan hücrelerinde sayıca artış (polistemi)
-
Tiroid hastalıkları (hipotiroid, hipertiroid)
-
Lenfoma (Hodgkin)
-
AİDS
-
Kanserler
-
Gebelik (Gebelerin %17'sinde kaşıntı görülür)
KAŞINTI TEDAVİSİ
Kaşıntı, bir kişinin derisini tırmalamak istemesine neden olan yaygın bir duygudur. Kaşıntının topikal tedavisi nedene yönelik veya şikayetleri azaltmak amacıyla (semptomatik) olabilir. Nedene yönelik tedavide altta yatan hastalık saptanarak tedavi edilir. Semptomatik tedavide diğer bazı hislerin yerine konulması, kortikosteroidler veya topikal immünmodülatuarlar ile derinin inflamasyonunun azaltılması, lokal anesteziklerle duysal sinir uçlarının anestezisi ve kaşıntı medyatörlerinin blokajı yer alır. Topikal kaşıntı giderici ürünler, tanı konulduktan sonra ve genel önlemlerle birlikte tedavide ilk seçenek olarak tercih edilmelidirler.




