Yatağa bağımlı ve major cerrahi geçiren hastalarda sıklıkla görülen bası yaraları artan morbidite ve mortaliteleri nedeniyle önemli bir sağlık problemi olmaya devam etmektedir. Bası yaraları yaşam kalitesinin bozulmasına, iyileşme sürecinin uzamasına, hastane masraflarının artmasına neden olmaktadır. Tedavide çeşitli konservatif ve cerrahi yöntemler mevcuttur. Ancak bu yaraların oluşmasını önlemek en önemli ve en kolay tedavi yaklaşımıdır. Günlük pratikte kullanılan tedavilere yardımcı olabilecek tedaviler de mevcuttur. Fizik tedavi uygulamaları da bu kapsamda ele alınmaktadır. Bu uygulamalar içinde lazer, ultrason, ultraviole, elektrik stimülasyonu, hidroterapi yer almaktadır. AHCPR (Agency for Health Care Policy and Research) tarafından sadece elektriksel stimülasyon önerilmeye hak kazanmıştır ve bu yöntemin konvansiyonel tedaviye yanıt vermediği kanıtlanmış evre III ve IV bası yaralarında ve ayrıca inatçı evre II yaralarda düşünülmesi gerektiği belirtilmiştir. Ultraviole, düşük enerjili lazer, hidroterapi ve ultrasonun tedavi edici etkisi önermeye yetecek düzeyde kanıtlanmamıştır. Bu uygulamaların bası yarasındaki olumlu etkilerinin desteklendiği randomize, iyi planlanmış çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Böylece fizik tedavi uygulamalarının bası yarası tedavisinde daha sık kullanılması ve bası yaralarının iyileşme sürecine katkıda bulunması sağlanmış olacaktır.
