SAÇ VE SAÇLI DERİ BAKIMI İÇİN GELİŞTİRİLEN KOZMETİK ÜRÜNLER
İnsanların dış görünümü ve kendilerine olan güvenlerinin sağlanmasında güzel ve pürüzsüz bir cilt görünümü kadar saçlarının da önemli bir rolü vardır. İnsanların sağlıklı ve bakımlı saçlara sahip olması ve saç stili onların içinde bulundukları ortamlarda olumlu etki bırakır. Saç vücudumuzun boynuzsu, duyumsuz bir uzantısıdır. Görevi kafatasımızı, dolayısı ile beynimizi korumaktır. Rüzgâr, güneş, havuz, deniz, fön çekme, saç rengini açma ve saç dalgasını değiştirme, vb. fiziksel ve kimyasal uygulamalarla saçın yapısı ve görünüşü bozulur. Saç bakım kozmetikleriyle amaçlanan saçın bozulan yapısını ve görünüşünü düzeltmek ve saç şeklini korumaktır. Düzenli bir saç bakımı ve saç kozmetiklerinin akılcı kullanımı ile bu hasarlar azaltılarak saçların iyi bir şekilde muhafaza edilmesi sağlanabilir. Bunun için saç ve saçlı deriye en uygun kozmetik seçilmeli ve yöntemine göre uygulanmalıdır. Yanlış uygulamalar sonucunda ortaya çıkabilecek olumsuzlukların oluşmamasını sağlamalıdır. Saç bakım kozmetiklerinin insan vücudu üzerinde fiziksel ve kimyasal yan etkisinin olduğu ortaya çıkmıştır. Ürün bilgilendirmeleri yapılarak, doğru kozmetik ürün kullanımları ile yan etkilerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.
Saç bakım kozmetikleri; saç ve saçlı deriye zarar vermeden saçtaki yağ, kir, jöle gibi biyolojik ve kimyasal artıkları saçtan arındıran, saçın görünüşünü düzelten, kolay şekil almasını sağlayan, taranmasını kolaylaştıran, elektriklenmesini önleyen, hacim kazandıran, kırıklarını düzelten ve pürüzsüz, ipeksi bir görünüm kazandıran veya saçın rengini değiştiren kozmetik ürünlerdir. Saç bakımının amacı, normal fizyolojik koşulların dengede tutulmasıdır. Düzenli saç bakımında temizliğin yanı sıra bakımla ilgili kozmetik ürünlerin bilinçli kullanılması, oluşabilecek hasarların azaltılmasına ve saçın iyi bir durumda muhafaza edilmesine yardımcı olacaktır. Saç bakım ürünlerinden beklenilen etkiler; temizlik, bakım, şeklin değiştirilmesi veya korunması ve saç renginin güzelleştirilmesi şeklinde sıralanabilir.
Saça Uygulanan Kozmetik Ürünler
Saç; yaşamsal bir önemi olmasa da, insanın dış görünüşü üzerinde önemli bir rol oynamaktadır ve cerrahi prosedürlere başvurmadan nispeten kolayca değiştirilebilir. Eski zamanlardan beri saç görünümünü güzelleştirmek için kozmetikler kullanılmıştır. Erkek ve kadınlar tarafından yaygın olarak kullanılan saça uygulanan kozmetik ürünler arasında şampuanlar, saç kremleri, boyalar, ağartıcılar, sabitleme ve şekillendirme ürünleri bulunur.
Saç Şampuanları
Şampuanlar, öncelikle saç derisini temizlemek için tasarlanmıştır. 1930'ların ortalarına kadar saçı temizlemek için sabun kullanılmıştır. Sabun saça yapışabilen donuk yapılar bırakabildiğinden, daha sonra şampuan formülasyonları geliştirilmiştir. İlk şampuanlar, sabundan daha iyi köpüren ve durulanan sıvı hindistancevizi yağı sabunlarıydı. Sürfaktan şampuanları 1930'ların sonlarında tanıtılmış ve en sert suda bile iyi performans gösterdikleri için önemli bir ilerleme olarak görülmüştür. İçeriğinde deterjanlar, köpüren ajanlar, yumuşatıcılar, kıvam artırıcılar, opaklaştırıcılar, yumuşatıcılar, kokular, koruyucular ve diğer özel katkı maddelerini içerir. Bu bileşenlerin çoğu tüketiciye karşı çekiciliği arttırmak amacıyla eklenir, çünkü çoğu kişi bol kokulu köpüklerin saçları temizlemek için en iyisi olduğuna inanmaktadır. Oysa şampuanın değeri, kiri ve sebumu gidermek için seçilen deterjanlar ve saçların yumuşaklığını sağlamak için eklenen saç kremi ile belirlenir. Şampuan deterjanları kimyasal olarak anyonik, noniyonik ve amfoterik olarak sınıflandırılır. Anyonik şampuanlar mükemmel temizleyicilerdir; ancak saçı kurutabilir. Noniyonikler kiri ve sebumu gidermede çok etkili değildir, ancak saçı daha yumuşatır. Amfoterik deterjanlar da hafif temizleyicilerdir ve saçı yumuşak halde bırakırlar, ancak gözleri tahriş etmemeleri açısından benzersizdirler. Sebumu optimum olarak uzaklaştırmak için anyonik deterjanlar kullanırken, göz tahrişini en aza indirmek için bebek şampuanlarında amfoterik deterjanlar kullanılmaktadır.
Şampuanların kullanım amacı, kirliliğin (sebum, ter, kepek, çevresel koşullardan ileri gelen kirlilik, saç kozmetiklerinden kalan artıklar) saça ve saçlı deriye zarar vermeden uzaklaştırılmasıdır. Şampuanların temel maddesini aniyonik, katyonik, amfoterik veya noniyonik yüzey etken maddeler, köpük stabilizatörleri, aktif maddeler, opaklaştırıcı maddeler, koruyucular, renk ve koku maddeleri yer alır.
Saç Kremleri
Saç kremleri; saç hasarını onarır, saçın taranmasını kolaylaştırır, pürüzsüzlük ve yumuşaklık verir. İkincil işlevleri ise statik elektrik nedeniyle saçın uçuşmasının önlenmesi, saça parlak bir görünüm verilmesi ve saç telleri üzerinde ince bir tabaka oluşturarak saçın daha fazla hasar görmesini önlemektir. Saç kremleri pozitif elektrik yüklü katyonik yüzey aktif maddeler içerir. Statik elektrik, saç tellerinde tarama veya fırçalama sırasında oluşan negatif yüklere, bu pozitif yüklü iyonların teması ile azaltılır. Saç telinin negatif yükü ile pozitif yüklü saç kremi molekülleri arasında bir çekim kuvveti oluşur, bu da saç teli üzerinde saç kreminin birikmesine neden olur. Bu durum özellikle hasarlı saçlar için önemlidir, çünkü hasarlı saç tellerinin daha fazla negatif yüklü olduğu bilinmektedir. Saç kreminin saça uygulanması, yüzeyler üzerinde statik elektriğin azalmasına ve sonuç olarak 'uçuşma' davranışında bir azalmaya neden olur. Saç kremi tabakası ayrıca kütikül pullarını düzleştirirve sürtünmeyi azaltır. Pürüzsüz saç kütikülleri daha fazla ışığı yansıtarak saçların daha parlak görünmesini ve ayrıca daha yumuşak olmasını sağlar.
Saç kremleri şampuan formülasyonlarına eklenebilir veya ayrı bir ürün olarak uygulanabilir. Genel olarak anında etkili, derin etkili veya durulanmayan saç kremleri mevcuttur. Anında etkili saç kremi, şampuanlama işleminden sonra saçlar havlu ile kurutulmadan önce uygulanır. Hasarlı saçlara düşük düzeyde onarım sağlar, ancak saçın şekillendirilebilirliğini mükemmel düzeyde arttırırlar. Protein içeren anlık etkili saç kremleri, hasarlı saçları ve ayrık saç uçları olan kişiler için uygundur. Proteinler, eğer moleküler ağırlıkları küçükse, geçici olarak saça yayılabilir ve ayrık uçları tamir ederek saçı güçlendirebilirler. Bununla birlikte, şampuanlama sonrası tekrar uygulama gerekir. Proteinin kaynağı plasenta, yumurta, keratin, kollajen olabilir. Saç kremi etkinliğinin belirlenmesinde, protein kaynağı, partikül büyüklüğü kadar önemli değildir. Derin etkili saç kremleri, saçın nem içeriğini arttırmak için yağlar veya saçın onarımına yardımcı olabilecek proteinler içerebilir. Bu ürünler haftalık veya iki haftada bir kullanılır. Durulanmayan saç kremi saç havlu ile kurutulduktan sonra saça uygulanır ve sonraki şampuanlama işlemine kadar durulanmaz.
Saç Boyaları
Boyalar doğal saç rengini değiştirmek, grileşmeyi ertelemek veya grileşme başladıktan sonra pigmentasyonu düzeltmek için kullanılır.
Saç boyaları, kökenine göre bitkisel, mineral ve sentetik olarak sınıflandırılabilir. Bitkisel saç boyaları (kına, papatya ve kına kına) renk tonunu değiştirir, toksik değildir ve sadece kısa bir süre etkilidir. Mineral veya metalik saç boyaları (gümüş nitrat veya kurşun tuzları), günlük kullanım için saçları kademeli olarak koyulaştırır ve potansiyel olarak toksiktir. Saç boyaları kalıcılık derecesine göre geçici, yarı kalıcı ve kalıcı etki gösterirler. Geçici saç boyalarında renk birkaç gün boyunca kalır. Bu boyalar yüksek molekül ağırlığına sahiptir ve kütikülün yüzeyinde kalır. Yarı kalıcı saç boyalarında renk haftalarca devam eder. Bu boyalar düşük molekül ağırlığına sahiptir. Kalıcı boyalarda renk süresiz olarak devam eder.
Bitkisel boyalar doğal renklendiricilerdir, ancak bunların yerini büyük ölçüde sentetik boyalar almıştır. Küçük moleküllü boyalar en başarılı boyalar olarak nitelendirilebilir. Saç boyaları kimyasal olarak işlendikten sonra gözenekli yapıya kavuşmuş saçlarda daha uzun süre kaldığından, beklenmedik renklere neden olabilir. Kına, saça turuncu/kırmızımsı bir gölge vermek için en yaygın olarak kullanılan doğal boyadır. Papatya ise sarı renk verir. Ceviz veya odun ağacından elde edilen doğal boyalar Asya bölgesinde grileşen saçları siyahlaştırmak için kullanılır. Erkekler tarafından geleneksel olarak gümüş, kurşun veya bizmut tuzlarından oluşan metalik boyalar kullanılmıştır. Çünkü bu boyalarla renk değişimi yavaş yavaş meydana gelir ve saç rengini koyulaşır. Ancak, bu tür renklendirme kontrol edilemez ve karakteristiktir.
Ağartıcılar
Ağartma, saçın doğal rengini kalıcı olarak açar. Kalıcı boyama ile birlikte kullanılabilir. Saç korteksinde bulunan melanini oksitler. Daha koyu saçlar için daha uzun bekleme süreleri gereklidir. Kızıl saçların ağartılması kahverengi saçlardan daha zordur. Hidrojen peroksit, saç telinden oksijen salan bir oksitleyici maddedir. Renkteki açılma miktarı salınan oksijen miktarı ile doğru orantılı olarak artar. Bununla birlikte, hidrojen peroksit, koyu kahverengi veya siyah saçları sarı saça dönüştürmek için tek başına yeterli melanini oksitleyemez. Daha fazla renk açmak için amonyum persülfat veya potasyum sülfat gibi maddeler eklenmelidir. Ağartmada meydana gelen oksitlenme reaksiyonu, keratin içindeki bazı disülfür bağlarını tahrip ederek kütiküle zarar vererir ve saçı daha gözenekli hale getirir. Saç kremi bu değişiklikleri bir dereceye kadar hafifletebilir.
Kalıcı Şekillendirme
Eski Mısır’da saç sopalara sarılıp, su ve çamur uygulanıp güneşte kurumaya bırakılarak şekillendirilirdi. Eski Yunanlılar sıcak ütüler kullanarak saçı şekillendirmekteydiler. Bununla birlikte, tüm bu teknikler saçı geçici olarak şekillendirmekteydi. Presleme, 1800'lü yıllara dayanan bir süreçtir ve saçlara yağ veya petrol bazlı bir merhem uygulandıktan sonra düzleştirmek için metal pres tarakları veya yuvarlak maşalar kullanan Madame C. J. Walker tarafından geliştirilmiştir.
Kalıcı şekillendirme, kalıcı dalgalandırma veya kalıcı düzleştirme olarak ikiye ayrılır. Her iki işlem de saçın yapısal disülfür bağlarının denatürasyonu sayesinde olur ve bu nedenle saça ciddi bir zarar verme potansiyeli vardır. Ayrıca kovalent olarak bağlı yüzey lipitleri kaybolduğundan, hidrofobik saç yüzeyi su ve şekillendirici ürünlerin etkileşimini sağlamak için hidrofilik hale getirilir.
Kalıcı dalgalanma (perma), kimyasal bir süreçtir. Bir kişinin saç şeklini kalıcı olarak değiştirmek için belirli sayıda disülfür bağının kırılması gerekir. Yeni çıkan saçlar bu şekillendirmeden etkilenmeyecek ve saç orijinal şeklini koruyacaktır. Perma çözeltisi genellikle alkalidir ve saç silindirlere yerleştirildikten sonra uygulanır. Birkaç hafta veya daha uzun süre devam edebilen kükürtlü bir koku meydana geldiğinden bazı üreticiler perma çözeltisine parfüm ekler. Kalıcı düzleştirme teknik olarak kalıcı dalgalanmaya benzer, ancak saç kıvrılmak yerine düzleştirilir. İşlem, saçın gevşemesine ve düz olarak çekilmesine izin vermek için disülfür bağlarının kopmasına dayanır. Bağların kırılması, saçın mekanik olarak şekillendirilmesine izin verir. Disülfür bağlarının kırılması saçı denatüre eder, böylece saç teli daha sonra düz bir şekilde uzatılabilir. Alkali ajanı saçtan yıkamak ve nötralize edici (hafif asit) bir şampuan kullanmak çapraz bağların oluşumunu başlatır. Bu yeni bağlar saç liflerinin yeni şeklini sabitler.
Saç Eklemeleri
Saç eklemeleri, lokalize saç dökülmesini kamufle etmenin yarı kalıcı bir yöntemidir. Bu konuda uzmanlaşmış bir salonda uygulanmalıdır. Saç eklemeleri mevcut saç telleri ile birlikte şekillendirilir. Yüzme, banyo, uyku ve egzersiz sırasında 8 hafta boyunca sürekli olarak kullanılır. Saç eklemeleri olarak doğal insan saçı veya sentetik elyaf lifleri kullanılabilir.
Genellikle, kullanılan insan saçı değişik renk elde etmek için boyanabilir ve/veya kalıcı olarak şekillendirilebilir. Sentetik lifler iki polimerize monomer olan akrilonitril ve vinil klorürden oluşan modakrilikten meydana gelir. Tamamen doğal saç telleri ile aynı kalınlıkta veya renkte olmadıklarından, farklı çaplarda ve renk tonlarında liflerin karıştırılmasına dikkat edilerek hazırlanırlar. Saç eklemesi olarak örgü, bağlama ve yapıştırma teknikleri kullanılmıştır. Örgü en popüler ekleme yöntemidir. Saç tellerinin, görünümünü kalınlaştırmak veya uzunluğu arttırmak için kullanılır. Bağlamada sentetik saç lifleri eritilmiş veya hastanın mevcut saçına bağlanmıştır. Saç tellerini bağlamak için ısıtılmış bir tabanca kullanır. Bu, dolgunluğu arttırmak için büyük miktarda saç eklemenin hızlı bir yöntemidir. Bununla birlikte, doğal saç telleri yapıştırma prosedürü sırasında hasar görebilir. Yapıştırmada sentetik veya doğal saçlar soğuk lateks yapıştırıcı ile yapıştırılır.
Saç ve Saçlı Deride Kozmetik Uygulamaların Yol Açtığı Zararlar
Genelde kozmetikler güvenilirdir ve iyi tolere edilir. Bununla birlikte bazı durumlarda, ürünün yanlış kullanılmasına ya da gelişen gerçek bir alerjiye bağlı olarak ters etkiler oluşabilir. Her yıl belirli sayıda tüketici kozmetiklere bağlı herhangi bir yan etki ile karşılaşır. Amerika Birleşik Devletlerinde Food & Drug Administration-Amerikan Gıda, İlaç ve Kozmetik Kanunu= F.D.A'ya göre oluşan tüm kozmetik reaksiyonlar içinde; saç kozmetikleri % 86 gibi büyük bir yer kaplamaktadır. Bunların % 40'ını permalara, % 25'ini şampuanlara ve % 21'ini saç boyalarına bağlı reaksiyonlar oluşturmaktadır. Saç, bakım amacıyla kullanılan kozmetikler tarafından gerek fiziksel, gerek kimyasal hasarlara maruz kalmaktadır. Aşağıda kısaca bu hasarları oluşturan etkenler verilmiştir.
Travmatik etkenler: Fırçalama, yıkama, kıvırma, boyama gibi işlemler sonucunda saçta tiftiklenme ve keçeleşme oluşabilir. Saç tellerinde yatay uzantılar oluştuğu gibi ucunda da çatallaşmalar meydana gelir. Dış etkenlere karşı direnci azalmış olan saçlar en zayıf noktalarından kırılırlar. Güçlü güneş ışığı, deniz suyu ya da klorlu su saçları inceltir ve kurutur.
Kimyasal etkenler: Boya, perma, meç, röfle, defrize gibi kimyasal işlemler sonucunda, zamanla saçlar yıpranır, kurur ve kopmaya başlar. Saç ve saçlı deride kozmetiklerin aşırı kullanımı sonucu irritan reaksiyonlarda görülmektedir.
Permaya bağlı yan etkiler:
Kalıcı permalar ve düzeltmeler saç hasarlarına yol açar. Saça şekil verme işlemlerinde kullanılan maddeler doğru olarak tatbik edilirse zararlı değildir. Ancak bu maddelerin gereğinden fazla kullanılması saçta geri çevrilemeyen belirtilerin oluşmasına neden olur. Kullanılan alkali solüsyonlar saçlı deriyi tahriş eder, kurutur. Maddelerin göze teması halinde gözde ve göz kapaklarında irritasyonlar meydana gelir. Tioglikolatlara ve tuzlarına karşı alerjik reaksiyonlar nadirdir, deri reaksiyonları daha çok irritasyona bağlıdır.
Boyalara bağlı yan etkiler:
Boyaların sakıncaları çok daha ciddidir. Zararları kullanılan maddeye bağlıdır. Kına ve çivit gibi bitkisel boyalar zararsızdır. Maden tuzlarından elde edilen boyalar da saçlı deri için bitkiseller kadar zararsız olmakla birlikte, uzun zaman kullanıldıklarında saçı dayanıksız yapar, kolaylıkla boyadan arınmasını engeller, kimi zaman dökülmesine bile sebep olabilir. Parafenilendiamin içeren saç boyaları sık olarak alerjiye yol açar. Reaksiyonlar sıklıkla şiddetlidir, veziküller ve sızıntı oluşabilir. Anilin boyaları saçları dayanıklılığını biraz azaltır, saçlar için çok az zararlı olarak nitelendirilebilirler. Ancak saçlı deri de kazanılmış veya doğuştan aşırı duyarlık bulunabilir.
Saç boyaları üzerinde yapılan araştırmalarda, uzmanlar tarafından incelenen 55 saç boyasının hepsi için "tavsiye edilmiyor" değerlendirilmesi yapılmıştır. Tüm örneklerde, kanserojen ve alerjik olan kısırlığa yol açabilen ve deri tarafından emilen fenildiamin gibi aromatik aminlere rastlanmıştır. Özellikle koyu renk saç boyamaların yüksek oranda kanserojen madde içerdiği saptanmıştır. Uzmanlar, saç boyamaya ne kadar erken yaşta başlanırsa ve ne kadar uzun süre saçlar boyanırsa, kanser riskinin de bu oranda arttığını kaydetmişlerdir. Diğer alerjen olabilecek maddeler arasında sabun, şampuan, naylon saç fırçası, plastik tarak ve briyantin gibi estetik bakım elemanları da sayılabilir.
Kullanılan saç boyasının tipi ne olursa olsun (kalıcı, yarı-kalıcı veya bitkisel), mutajenik ve karsinojenik potansiyellerinin net olarak bilinmediği kimyasal maddeler içerdiğinden saç boyalarının, fetüse transplasental yolla geçerek olası teratojenik etkiler ile çocukluk çağına kadar uzanabilecek karsinojenik etkiler oluşturabileceğini söylemiştir. Olası teratojenik ve karsinojenik etkileri tam olarak aydınlatılıncaya değin gebe kadınlara saç boyası kullanımının pek güvenli olmadığı yönünde görüş bildirmiştir.


