HASTANE MİKROBUNA BAĞLI YARALAR
Bu enfeksiyonlar bakterilere, mantarlara, parazitlere ve virüslere bağlı gelişebilir. En sık ameliyat yerinin enfeksiyonu, zatürre, idrar yolu enfeksiyonu ve kan dolaşımı enfeksiyonu olarak ortaya çıkar ve vücudun her bölgesinde oluşabilir. Hastanın ateşinin çıkması, ameliyat yerinde akıntı, kanında normalde olmaması gereken bulguların tespit edilmesi, solunum fonksiyonlarında ve fiziki muayenede bazı değişikliklerin belirlenmesi gibi durumlar hastane enfeksiyonu şüphesi yaratır. Hastane enfeksiyonu için en riskli bölgeler: yoğun bakım üniteleri ve yenidoğan servisleridir. Ayrıca bağışıklık sistemlerinin çok zayıf olması nedeniyle özellikle, 65 yaşın üzerindekiler, yeni doğanlar, şeker, kalp hastalıkları, romatizmal hastalıkları bulunanlar ve kanser hastalarıyla ağır ameliyat geçirenler, hastane enfeksiyonlarına daha sık maruz kalırlar.
Hastane enfeksiyonları, diğer enfeksiyonlara göre ölüm oranının ve tedavi maliyeti daha yüksekdir. Hastanede oluşan mikroplar diğer mikroplardan daha fazla direnç gösterir, özellikle yoğun bakım ünitelerinde bu enfeksiyonu meydana geldiğinde ölüm oranı yüzde 70'lere ulaşabilmektedir
Hastane enfeksiyonlarının yüzde 5'nin salgın şeklinde seyredebilir, ama bu durum sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın sorunudur ve bu nedenle hastane enfeksiyonlarıyla mücadele tüm hastaneler için geçerlidir. Ayrıca hastane enfeksiyonu için tek sorumlu olan yer hastane değildir.
EN ÖNEMLİ ÖNLEM EL YIKAMADIR
Hastane enfeksiyonlarının tek sorumlusuhastane koşulları ve sağlık personeli değildir. Hasta yakınları ve hastalar da hastane enfeksiyonlarının oluşumuna sebep olabilecek davranışlar göstermektedir. Bu grubun da hijyen kurallarına dikkat etmesi gerekmektedir. Hem sağlık personelinin hem de hastanın el temizliğinin çok önemli olduğu bilinen bir gerçektir çünkü hastane enfeksiyonu en fazla elle bulaşır. Refakatçilerimiz hem kendi yakınına hem diğer hastalara yardım etmeye çalışırken, istemeden de olsa kimi zaman hastalarımıza zarar verir ve onların enfeksiyon kapmasına neden olur. Ya da sağlık personeli bir hastadan diğerine giderken el hijyenine dikkat etmezse mikropları elleriyle bir hastadan diğerine taşır. Ortak olarak kullanılan malzemelerden ve cansız yüzeylerden de hasta bu enfeksiyonu kapabilir. Bu nedenle en önemli nokta el temizliğidir.
İDRAR YOLLARI ENFEKSİYONU
Hastanede uzunca bir süre yatan hastalarda hastane enfeksiyonları adı altında en çok rastlanan hastalıklar idrar yolları enfeksiyonudur. Üriner sistem enfeksiyonları hastane enfeksiyonlarının yaklaşık %40'ını oluşturmaktadır. Bu durum genellikle idrar sondası takılan hastalarda görülmektedir. İdrar sondası birkaç gün üzerinde hastada kalırsa ve temizlik şartlarına uyulmaz ise idrar yolu enfeksiyonları gelişebilir.
AKCİĞER ENFEKSİYONU
Hastane mikrobuna bağlı gelişen zatüre (pnömoni), hastanın yattıktan 48 sonra ortaya çıkan zatürrelere verilen isimdir. Eğer hasta hastaneye yatarken akciğer şikayetleri var ise bu durum hastane kökenli zatürre değil, zaten hastanın hastaneye yatma sebeplerindendir. Hastane kaynaklı enfeksiyonların 2. en sık nedenidir ve en önemli ölüm nedenidir. Hastaneye yatan 1000 hasta içinde 5-15 hastada görülür. Oluştuğu zaman ölüm riski %30-70'tir. Hastane yatışının 3. ve 4. günü içinde oluşan pnömoni "erken", beşinci günden sonra gelişenler "geç" olarak tanımlanır. Erken dönemde daha çok yaygın görülen mikroplar sonucu olur iken, geç dönemde dirençli bakteriler sonucu oluşur. Hastane kökenli pnömonilere yaklaşım, yüksek riskli hastalarda erken dönemde akciğer grafisi ve balgam örneklemesi yapılması, antibiyotik başlanıp, kültür sonuçlarına göre tedavinin düzenlenmesi veya invaziv tanı yöntemlerine başvurulması şeklinde olmalıdır. Enfeksiyon kontrolü rehberlerinde belirtilen tedbirler de sıkı bir şekilde uygulanmalıdır.