DERİN VEN TROMBOZU (DVT, İÇ VARİS PIHTISI)
Derin Ven Trombozu yani DVT yani İç Toplardamarlarda Pıhtı oluşması yani İç Varis Pıhtısı.... Peki, ne demek bu?
Biz öncelikle hastalarımızın ve hasta yakınlarımızın hastalık konusunda en ince ayrıntısına kadar bilgilendirmek isteriz. Çünkü biliyoruz ki, hasta doktorla işbirliği içinde olur ve doktorun ne yaptığını anlarsa tam bir tedavi gerçekleşir.
Ayrıca tedavi orada kalmaz, hasta bildikleriyle ömür boyu bir daha o hastalığa yakalanmamak için hayatını düzenler. Sonuç. Hasta mutlu, doktor mutlu....
Bu hastalığın isminde hep "derin" ve/veya "iç" kelimesi geçiyor. Niye?
Biliyoruz ki bacak ve koldaki toplardamarlar 2'ye ayrılır:
Hemen elinizin sırtına veya ayağınızın sırtına bakın. Orada yeşil küçük borucuklar yani damarlar göreceksiniz. İşte onlar kol veya bacağın yüzeyel toplardamarlarıdır. Yani yüzeyel toplardamar veya venler cildin altında seyreden, zayıf veya açık tenli bireylerde gözlerimizle rahatlıkla görülebilen damarlardır. Bu yüzeyel toplardamarlardan bacakta 2 tane vardır:
-
- Safen damarı: Bacakta iç topuk bölgesinden başlayıp, kasıkta derin toplardamara kan taşıyan, yüseyel bacak toplardamarıdır.
-
- Parva damarı: Bacakta dış topuktan başlayıp dizin arkasında derin toplardamara kan taşıyan yüzeyel bacak toplardamarıdır.
(Yüzeyel ve derin toplardamarların ayrıntısını daha da incelemek isterseniz lütfen TIKLAYINIZ.)
Bu yüzeyel damarlar cildin hemen altında seyreder ve zayıf kişilerde gözle görülebilirler. Bu damarların içinde pıhtı olmasına ve iltihaplanmasına TROMBOFLEBİT denir. Fakat bacaktaki veya koldaki kasların içinde seyreden derin veya iç toplardamarın içinde pıhtı oluşmasına DERİN VEN TROMBOZU veya DVT veya İÇVARİS PIHTISI denir.
Tehlikeli olan hangisi mi?
İkiside tehlikeli, her hastalık tehlikelidir. Ama DVT deki pıhtı akciğerlere gidip hayati tehlike oluşturabilen AKCİĞER EMBOLİSİ yapabilir veya pıhtı olduğu yerde yapışıp kalır ve POST-TROMBOTİK SENDROM geliştirir ki hasta uzun bir süre bacakta varis yaraları, akıntılar, renk değişiklikleri, enfeksiyonlar... ile uğraşır durur.
Niye mi olur bu pıhtı?
Öncelikle şu bilinmelidir ki, kanın damar içinde pıhtılaşması için normal akımının bozulması lazım. Yani damar içinde düz bir şekilde akan kanın, damar içinde hızının yavaşlaması ve birikmesi lazım. Bunun için en önemli risk faktörü İÇ VARİS sorunudur.
Kişi, dışardan görünmediği için kendisinde İÇ VARİS olduğunu hissetmez ama zaman zaman bacağında ağrılar, dolgunluk hissi, akşam yatakta huzursuz bir bacak ve ağırlık hissi, kaşıntılar veya bacakta elektrik çarpması gibi rahatsızlıkları olur.
Hasta bacağına bakar ama hiç varis yoktur! Bu nedenle varis hastalığından şüphelenmez ama iç varisi vardır. İşte bu iç varis, derin toplardamarda kanın düz olan akımını bozar ve bacakta damar içinde kanın birikmesine yani düz olan akımın göllenmesine neden olur. Artık DVT oluşması için tüm ortam hazırlanmıştır. Ateşi başlatacak bir kıvılcım gerekir. Peki nedir o kıvılcım?
Hasta, ki kendisini hasta olarak bilmemektedir ve her yaz yaptığı gibi yaz tatili için yolculuğa çıkar. Yolculuk birkaç saat sürer. Kişi oturarak durduğu için kanın yukarıya yani kalbe dönüşü iyice zayıflar ve pıhtı gelişir. Veya diğer bir durum da hasta ameliyat, hastalık, bacak kırığı... gibi durumlardan dolayı uzun süre yatakta yattmıştır ve uzun süre hareketsiz kalmıştır. Sonuç: Hareketsiz kalan kan pıhtılaşır ve bacak birden şişer , çok şiddetli bıçak saplanır gibi ağrı olur. Artık hasta DVT hastasıdır.
Veya hastamız (iç varisi olan kişi) hamile kalır, özellikle hamileliğin son aylarında karındaki büyüklük arttıkça bacaktaki kanın kalbe dönüşü zorlanır ve derin toplardamarlarda pıhtı (DVT) oluşur.
Veya iç varisi olan kadın hasta hamile kalır ve hamilelik sonlanmadan düşük yapar. Kanda pıhtılaşma faktörleri artar. Zaten iç varisten dolayı kanın göllenmesi de artmış olduğundan pıhtı gelişir. Zaten düşük nedeniyle psikolojisi bozuk olan kadın hastamızda bir de DVT eklenir.
Bunlar gibi daha nice hastalarımız oldu, ama altta yatan esas neden hastanın bilmediği İÇ VARİS hastalığı vardı. Biz işte bu durumlara gelmeden yani DVT olmadan veya olduktan sonra özel olarak hastamızın damarlarını inceleyerek DAMAR HARİTALAMA yapıyoruz. DVT nin üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin kasıktan kateterle girerek pıhtıyı çıkarıp , damarları eski haline gelmesine yardımcı oluyoruz. Ayrıca DVT nin nedeni olan İÇ VARİS yani TOPLARDAMAR KAPAKÇIĞINDA REFLÜ yani KAÇAK sorununu MİKROCERRAHİ ile çözüp, hastanın bir daha DVT olmasını engelliyoruz.
Eğer hastamızın genetiğinde DVT geni varsa onu da araştırıyoruz ve tekrar pıhtı riski varsa DAMARA SÜZGEÇ yani FİLTRE koyuyoruz, böylece hastada pıhtı olsa bile AKCİĞER EMBOLİSİ yani pıhtının akciğere gidip hayati risk oluşmasını engelliyoruz. Yani YALNIZCA KAN SULANDIRICI İLAÇLAR ve VARİS ÇORABI verip göndermiyoruz!
Yani DVT için "bu hastalıkla yaşamaya alış" , "bunun tedavisi yok" veya "çok geç kalmışsın, ilk bir iki ayda gelsen hallederdik" demiyoruz, "geçmiş olsun" da demiyoruz, "artık geçti " diyoruz.