https://www.ahmetakgul.com.tr/ Prof. Dr. Ahmet Akgül - Rahim kanseri ameliyatı sonrası oluşan bacak şişliği (Bacakta lenfödem)

Rahim kanseri ameliyatı sonrası özelliklerde bacaklarda lenfödem oluşabilir. Rahim ameliyattından belirli bir süre sonra bacaklarda şişme meydana gelebilir. Zamanla bu şişlikler ayak bileği ve parmaklarda da artar. Deride kabalaşma ve kalınlık ortaya çıkar. Eğer kasıktaki lenf bezleri de ameliyatta alınmışsa bu şikayetler çok daha erken ortaya çıkabilir. Bu durumda hasta tekrar ameliyatı yapan doktora gider ve aldığı cevap:

"Bu tip ameliyatlardan sonra bacaklarda böyle şişlikler olur, bacağa bandaj yapın veya bacak giysisi takın" dır. Sonuçta bacaktaki bu şişkinlik tedavi olmaz ve hasta bırakın rahim kanseri, artık hasta hep bacaklarını düşünür hale gelir.

Tedavi yöntemlerine geçmeden önce "sorun nedir, niye oluştu böyle bir durum" sorusuna cevap verelim. Çünkü konunun en iyi uzmanlarından biri olarak belirtmeliyim ki "Bir hastalığın tedavisi, önce bu hastalığın neden oluştuğunu bilmek ile başlar".

Rahim kanseri nedeniyle ameliyat yapılırken, kanser hücrelerinin yayıldığı düşünülerek kasık lenf düğümleri de çıkarılır. Çıkarılır çünkü rahim dokusunun lenf sıvısının tahliyesi kasık lenf düğümlerine yani lenf havuzlarına olur. Buradaki lenf havuzları ameliyat sırasında çıkarılınca, artık bacaktan gelen lenf sıvısı dökülecek bir havuz bulamaz ve bacakta birikir. Bu nedenle bacakta şişlik ve lenfödem oluşur. Çünkü bacaktaki lenf sıvısının tahliyesi artık kalmamıştır. Düşünün ki dere akacak bir denize ulaşacak ama siz denizi ortadan kaldırıp bir de önüne duvar koyuyorsunuz. Bu durumda dere yatağı taşar ve etrafta su birikintisi olur. İşte rahim kanseri nedeniyle kasık lenf bezlerinin yani lenf havuzlarının ortadan kaldırılması bu şekilde lenfödem oluşturur. Lenfödem demek, lenf sıvısının birikerek ödem yapmasıdır. Lenf sıvısı da hücre atıklarını taşıyan bir tahliye sıvısıdır ve neredeyse vücutta tüm dokularda ve organlarda bulunur. Lenf kanalları, yani lenf damarları da lenf sıvısını tahliye eden kanalizasyon boruları gibidir.

Rahim kanseri tedavisinde yalnızca lenf bezlerinin alınması ile bacakta lenfödem olmaz. Ameliyat sırasında bacağa ait toplar damarın bozulması ile de bacakta şişlikler oluşur. Çünkü bacak toplar damarı artık bacağın kirli kanını alıp kalbe taşıyamaz. Taşıyamayınca da artık kan bacakta birikir ve bacak iç varisi olur.

Diğer bir neden ise kansere bağlı radyasyon tedavisidir yani radyoterapi (ışın tedavisi). Radyasyon ışınları vücuda vurunca derinin altındaki damarlarda iltihap ve yapışıklık yapar. Bu duruma vaskülit denir. Bu durumda da damar ve atrafındaki yapışıklıklar hem toplar damarda taşınan kirli kanın tahliyesinde hem de lenf damarlarında taşınan lenf sıvısının tahliyesinde sorunlar oluşturur ve bacakta sıvı ve kan birikimi ile şişlik oluşur.

Bu nedenlerle rahim kanseri tedavisinde kolda ödem gelişme riski ortalama %20'lerdedir, yani her 5 rahim kanseri tedavisinden birinde bacakta lenfödem ve iç varis oluşmaktadır.

Şimdi tedaviye geçelim:

Şu ana kadar kullanılan tedavilerde en yaygını lenf masajı veya lenf drenajı masajıdır. Bu tedavi etkilidir ama yeterli değildir. Çünkü hasta lenfödem masajı zamanında bacaktaki şişlik masajın etkisiyle azalır ama sonra hasta yürürken tekrar sıvı dolar. Yani kalıcı bir tedavi değildir.

Diğer bir tedavi kompresyon yani bandaj veya lenfödem giysisi veya manşonlu kompresyon cihazları ile bacağı sıkıştırma tedavileridir. Bacak sıkıştırınca doğal olarak kolun içinde birikmiş olan sıvı azalacak ama tedavi sonlandırılınca sıvı tekrar dolacak.

Bu sıvı tekrar neden mi doluyor?

Çünkü sıvı devamlı üretiliyor ve daha sonra gidecek yer bulamıyor, akamıyor, kalbe doğru yol alamıyor, denize ulaşamıyor. Çünkü aradaki köprüler yıkılmış. Sıvıyı taşıyacak lenf kanalları ve lenf havuzları bozulmuş.

Peki biz ne yapıyoruz?

2 tür tedaviyi aynı anda başlatıyoruz:

Birincisi hastanın bacağındaki şişlik, ödem ve lenfödemi düzeltmek, ikincisi ise bir daha bacağın şişmesini önlemek.

Madem lenfödemin oluşması için lenf damarlarının tıkanması ve/veya lenf havuzlarının bozulması sorumlu, o zaman tedavide yeni lenf damarı ve/veya lenf havuzu oluşturulmalıdır. Bu amaçla önce hastanın kanı alınıp, kanın içindeki plazma ayrıştırılır. Plazma içinde yeni damar oluşumu için gerekli enzimler alınır ve yoğun Oksijenli ortamda çoğaltılır ve etkisi artırılır. Bu enzimler, lenfödem olan bölgeye, deri üzerinden çok ince iğnelerle zerk edilir. OKSİPLAZMA® ve OKSİPRP® denilen bu uygulamalar, isim hakkının da sahibi olan Prof. Dr. Ahmet Akgül'e aittir. Böylece lenf damarları bozuk olan dokuda yeni damar oluşumları için uyarı verilmiş olur. Bu uyarıyı tüm dokuya yaymak için dokudaki kasların çalıştırılması gerekir, işte bu durumda MİKROPLUS tedavisi başlanır. Mikroplus tedavisi ile dokuya GALVANİK AKIM verilir ve kaslar hücre düzeyinde kasılmalara başlar ve yeni damar oluşumu tüm doku boyunca başlamış olur. Artık bozulmuş ve devre dışı kalmış lenf damarları yerine yeni damarcıklar oluşmaya başlayacaktır.

Koldaki lenf ödemi azaltıp hastanın yaşam kalitesini, kolun fonksiyonlarını ve hastanın psikolojisini en erken düzeyde artırmak için önce kola GERONTOLOJİK BİYOREZONANS yapılır. Gerontolojik biyorezonans ile bacakta birikmiş olan lenf sıvısının manyetik enerjisi değiştirilir ve lenf sıvısı daha akışkan hale getirilir. Böylece lenf masajı ile bacaktaki sıvı hemen boşalır.

Lenf masajını yapan kişi de önemlidir. Bu nedenle en iyi ekibi oluşturduk. Lenf masajını, bu konuda özel eğitim alan, tecrübeli ve sertifikalı fizyoterapistler tarafından uygulanmaktadır. Bu masajlar her an bir damar cerrahının gözetiminde yapılmaktadır. Damar cerrahı kontrolünde olmayan lenf masajları uygun değildir.

Biriken lenf sıvısını hareket ettirmek ve bozulan damarları düzeltmek için LAZER ve KİNEZİOLOJİ tedavileri de bu uygulamaya eklenir.

Bacak normal boyutlarına gelince parmaktan başlayan LENFÖDEM BANDAJI uygulanır. Bandaj uygulaması da tecrübeli ve eğitimli ekip işidir. Bu konuda yetişmiş fizyoterapist, damar cerrahının gözetiminde bandajlama işlemini yapar.

Hastanın ayrıca LENFÖDEM DİYETİ ile desteklenmesi gerekir. Bu konuda da ekibimiz oldukça deneyimlidir.

Tedavi yöntemlerimiz sonucunda çok nadir hastada ameliyat gerekli olmaktadır. Eskiden daha çok ameliyata ihtiyaç duyulmaktaydı ama yeni tedavi yöntemlerimiz sayesinde ameliyat ihtiyacımızçok azaldı. Fakat gerek duyulduğu zaman hastaya LENF DÜĞÜMÜ NAKLİ, LENFO-VENÖZ MİKROCERRAHİSİ, LİPOSUCTION ve GANGLİON BLOKAJI yöntemlerini uygulamaktayız.

Prof. Dr. Ahmet AKGÜL'ün Özgeçmişine ulaşmak için lütfen tıklayınız

LENFÖDEM HASTALIĞI ve LENFÖDEM TEDAVİSİ için ayrıntılı bilgi almak istiyorsanız lütfen tıklayınız

LENFÖDEM TEDAVİSİ OLAN HASTALARIN yorumlarını görmek için lütfen tıklayınız  

İLETİŞİME geçmek ve RANDEVU almak için lütfen tıklayınız

Yasal Uyarı

Bu sitenin içeriği ziyaretçilerini bilgilendirmeye yönelik hazırlanmış olup sağlıkla ilgili konularda tıbbi teşhis, tedavi veya reçete bilgisi özelliği taşımaz. Site, sağlıkla ilgili tüm konularda en doğru bilginin hastayı muayene eden doktorundan öğrenilebileceğini savunur. Sitedeki bilgiler bu amaçla kullanılmamalıdır. Bu bilgilerin yanlış anlaşılması veya kullanılmasından doğabilecek mağduriyetlerden bu site sorumlu tutulamaz.Bu sitedeki bilgileri kopyalama, nakletme veya diğer kullanımlar kesinlikle yasaktır. Web sitesindeki bilgilerin kullanımı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine ve site sahibinin iznine bağlıdır. Tüm kullanıcılar yukarıda belirtilen yasal uyarıyı tamamen ve çekincesiz olarak kabul etmiş sayılırlar.