https://www.ahmetakgul.com.tr/ Prof. Dr. Ahmet Akgül - Lenfödem tedavisinde BESLENME ve DİYET

LENFÖDEM İÇİN SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİLERİ


Beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ile vücudumuzda, günde 2 litre daha az veya daha fazla lenf sıvısı üretilmektedir.


• Günde en az 2-2,5 litre su tüketiniz.
• TAZE ve İŞLENMEMİŞ besinleri tercih ediniz.
• BİTKİSEL BESİNLER - SEBZE ağırlıklı, ANTİOKSİDATİF beslenme tarzı benimseyiniz ve DENGELİ besleniniz.
• DOMATES, ISPANAK, PIRASA, ROKA, PAZI tüketiniz.
• MEYVE tüketiniz. *özellikle ÇİLEK, KİRAZ, NARENCİYE, YABAN MERSİNİ, FRAMBUAZ
• Haftada 2 kez BALIK tüketiniz. *özellikle SOMON, USKUMRU, TON BALIĞI
*Gerekli durumlarda Omega-3 besin takviyesi alınabilir.
• A, B6, B12, C, D, E, K VİTAMİNLERİNİ yeterli miktarda tüketiniz.
• YOĞURT, KEFİR gibi probiyotik besinler tüketiniz.
• SODYUM (Na) içeren (SALAM, SOSİS gibi) besinlerin tüketimini sınırlandırınız.
Günde en fazla 5 gram TUZ tüketiniz.
*Sodyum, suyun vücutta tutulmasına neden olur, bakteri dengesini bozar.
• ZERDEÇAL tüketiniz. *Az miktarda karabiber ile beraber tüketiniz.
• KURU YEMİŞLER tüketiniz fakat sınırlandırınız.
• ZEYTİNYAĞI, TEREYAĞI, HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI, AVOKADO tüketiniz ve bu tüketimi sınırlandırınız. HAYVANSAL YAĞLAR tüketmeyiniz.
*Hayvansal besinler lenf sıvısını yoğunlaştırır.
• ŞEKER içeren besinlerin tüketimini azaltınız.
• Yüksek kaliteli PROTEİN (bitkiler ve tohumsal gıdalardan) tüketiniz. Günde kilogram (ağırlığınız) başına 0,6-0,8 gram tüketebilirsiniz. SOYA ürünleri tüketmeyiniz.
*Soya östrojen hormonunu olumsuz yönde etkiler.
• BUĞDAY / GLUTEN tüketimini azaltınız.
• ÇİNKO, SELENYUM ve MAGNEZYUM dengesi önemlidir, gerekli durumlarda takviye alınız.
• ALKOL tüketimini bırakınız / azaltınız. (Alkol, suyun vücutta tutulmasına neden olur.)
• KİLONUZU kontrol altında tutunuz 

 

Öğün atlanmamalıdır. Özellikle kilo problemi olan bireylerin az ve sık beslenmeleri, yemek porsiyonlarını azaltmaları faydalıdır.

Lenfödem de doku arasında proteinli sıvı birikimi olmaktadır. Ancak bu durumdan yola çıkarak beslenmede proteinleri kısıtlamak doğru bir davranış değildir. Çünkü günlük proteinin kısıtlanması ödemi azaltmaz, aksine ödemi artırmaktadır. Bu nedenle yeterli miktarda protein alınmalıdır.

Fazla miktarda tuz tüketimi vücutta sıvı tutarak ödeme neden olur. Bu nedenle tuz tüketimine dikkat edilmeli, aşırı tuz tüketiminden kaçınılmalıdır.

AŞAĞIDAKİ 2 AYRI GAZETE HABERİ, BİLİNÇSİZCE YAPILAN DİYETLER VE DOKTOR TAVSİYESİ DIŞINDA KULLANILAN HER TÜRLÜ İLACIN İNSANIN SAĞLIĞINI NASIL DA OLUMSUZ ETKİLEDİĞİNİ GÖZTERMEKTEDİR, LÜTFEN AYRINTILI OKUYUNUZ VE SONRA KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDİYORUZ:

fullsizerender_1.jpg

 

 

 

 



Yukarıdaki gazete haberinin tamamını aşağıdaki renkli yazıda okuyabilirsiniz veya orijinal habere gitmek için TIKLAYABİLİRSİNİZ.

Bilinçsiz diyet ölümüne neden oluyordu

Bilinçsiz yaptığı diyet sonucu kalp kasları zayıflayınca ölümle burun buruna gelen hasta Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi'nde kurtarıldı.
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Ahmet Akgül ve ekibi, bilinçsiz yaptığı diyet sonucu kalp kasları zayıflayınca ölümle burun buruna gelen hastayı bu riskli durumdan kurtarmayı başardı. Doç. Dr. Ahmet Akgül ve ekibi, kas ile bağlantısı kopan kalp kapakçığını başarıyla ameliyat etti. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Ahmet Akgül ve ekibi, bilinçsiz yaptığı diyet sonucu kalp kasları zayıflayınca ölümle burun buruna gelen hastayı bu riskli durumdan kurtarmayı başardı. Doç. Dr. Ahmet Akgül ve ekibi, kas ile bağlantısı kopan kalp kapakçığını başarıyla ameliyat etti. 40 yaşındaki kadın hastanın hastaneye başvurduğunda nefes almada zorluk yaşadığını, hareket edemediğini ve karnının şiş olduğunu belirten Akgül, "Bu hastamızda olduğu gibi kalp kasları da bu hızlı kilo vermeden olumsuz etkilenmiş ve kalp kasının gücü bozulmuştur. Kaslardan destek alan kalp kapakçığı da görevini yerine getiremez olmuş ve tam bir yetmezliğe girmiştir. Böylece hastanın kanı akciğerlerde birikmekte ve bu çok şiddetli nefes darlığına neden olmaktadır. Aynı zamanda şiddetli ödemle hastanın kilosu azalacağına artmaya başlamıştır. Bu nedenle hastamız geldiğinde hem nefes darlığı hem de hareket etmede zorluk çekiyordu. Karında da şişlik mevcuttu. Acil olarak hastamızın tetkiklerini yaptık ve kalpteki iki kapakçığın son dönemde yetmezlikte olduğunu gördük. Hastamızı ameliyata hazırladık, bir kapakçığı değiştirdik, diğerini de tamir ettik. Hastamız sağlıklı bir şekilde ameliyattan çıktı ve taburcu oldu" dedi.
Diyet yapmaktaki amacın sağlıklı kilo vermek olduğunu söyleyen Akgül, "Diyette amaç zayıflamak olmamalıdır, sağlıklı kilo verme olmalıdır. Sağlıklı beslenen bir bireyde zaten kilo birikimi olmamaktadır. En iyi diyetisyen insanın kendi vücududur, hormonlar ve enzimler bu dengeyi korurlar ama sağlıksız ve aşırı beslenme vücutta yağlanmaya neden olmaktadır. Bu yağlanmadan hızla kurtarmak istendiğinde aşırı diyet ve açlık, hatta uygunsuz ilaçlar kullanılmaktadır. Vücut aç kaldığında gerekli olan enerjiyi daha kolay olduğu için kasları yakarak almaktadır. Halbuki esas olan, yağ dokusunun yakılmasıdır. İşte kaslardan değil de yağ dokusundan enerji yakılması için dengeli, sabırlı ve sporun eşlik ettiği bir beslenme programı gerekmektedir. Kısa zamanda aşırı kilo vermenin sakıncası işte bu kas erimesidir" şeklinde konuştu.

‘‘SAĞLIK HER ŞEYMİŞ’’

Hasta Ferhan Saner ise, "Kilolarımdan kurtulmak için uzman yardımı almadan 7 ayda 57 kilo verdim. 7 ay boyunca sadece elma ve yoğurt yedim. Akşam yemeklerimi tamamen kestim. Kilo verdim sandım, meğer hayatımla oynamışım. Bu arada diyet dışında günde 2 paket sigara da içiyordum. Bir gün nefes alamayacak vaziyette, karnım şiş, zorlukla yürüyerek hastaneye gittim ve kalbimle ilgili büyük bir sorun oluğunu, acil ameliyat olmam gerektiğini öğrendim. İşte tam o sırada Doç. Dr. Ahmet Akgül ve ekibi imdadıma yetişti. Dr. Ahmet Bey ameliyatımı yaptı. Şimdi gayet iyi durumdayım. Buradan belirtmek isterim ki hiç kimse asla ama asla bilinçsiz diyet yapmasın. Kesinlikle karar verdim, sağlığım için her şeye dikkat edeceğim. Bundan sonra ağzıma asla sigara da sürmem" ifadelerini kullandı.

 

kalp_damarlar_yrtna_en_iyi_acil_kalp_ameliyat.jpg

 

kas.jpg

 

kastakvim.jpg


YUKARIDAKİ GAZETE HABERLERİNİN TAM METNİ İÇİN AŞAĞIDAKİ RENKLİ YAZIYI OKUYUNUZ VEYA ORJİNAL HABER İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ.

Türkiye'de özellikle gençler tarafından rağbet gören vücut geliştirme ilaçlarının gelişigüzel kullanılması, ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor.

Hem Türk, hem de Kazak vatandaşı olan 23 yaşındaki Murat Cem Aykanat, vücudunu geliştirmek uğruna kullandığı ilaçlar nedeniyle az kalsın sağlığından oluyordu.

Kas gelişimini daha çabuk gerçekleştirebilmek için kullandığı ilaçlara bağlı olarak kalp ana damarları yırtılan ve kalbi olduğunu 3 katı büyüyen Aykanat, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Ahmet Akgül tarafından ameliyat edilerek sağlığına kavuşturuldu.

Doç. Dr. Akgül yaptığı açıklamada, Murat Cem Aykanat'ın kalp kriziyle hastaneye getirildiğini ifade ederek, hastayı ameliyat ederken şaşkınlık yaşadıklarını belirtti.

Akgül, çok nadir görülen şekilde kalbi besleyen 2 damarda yırtılma meydana geldiğini dile getirerek, “Hastamızın kalbi besleyen ana damarlarından biri baştan aşağı yırtılmıştı. Diğerinin başlangıcında yırtık vardı. Kalp olduğunun 3 katı büyüklüğündeydi” dedi.

Bu kadar genç yaşta bir kişide bu tür rahatsızlığa tıp tarihinde ender rastlandığını vurgulayan Akgül, hastanın bypass ameliyatı ile 2 damarının değiştirildiğini kaydetti.

Hastasının vücut geliştirmek için steroid, amino asit, protein tozu gibi ilaçları son 4,5 ayda çok yoğun bir şekilde kullandığına dikkati çeken Akgül, şöyle devam etti:

“Bilinçsizce kullanılan amino asit, steroid ve protein tozu gibi kas geliştirici ilaçların hem hormonal, hem de kardiyovasküler sistem üzerinde çok büyük etkileri var. Doktora danışmadan, diyetisyen kontrolü altında olmadan yalnızca arkadaş bilgisiyle ya da vücudunu geliştirmiş birinin tavsiyesiyle bu tür ilaçları kullanılmamalı. Özellikle gençler vücutçulara özenerek, onları örnek alarak vücut geliştirme ilaçlarını kullanıyor. Ancak herkesin metabolizması aynı değil, herkesin vücudu aynı tepkiyi vermez. Bizim hastamız da arkadaşının kullandığı ilaçların aynısını aldığını söylüyor ama onun kalbi aynı tepkiyi vermedi. Normal kasını istediği gibi geliştiremedi ama kalp kası çok gelişti. Kalp olduğunun 3 katı büyüdü, damarları da buna dayanamadığı için baştan sona kadar yırtıldı.”

Yırtılan damarların değiştirildiğini, ancak kalp büyümesi için bir şey yapılmasının mümkün olmadığını anlatan Akgül, kalp büyüklüğünün zamanla yavaş yavaş küçüleceğini düşündüklerini kaydetti.

Kullandığı ilaçlar nedeniyle hastanın ölümden döndüğüne işaret eden Akgül, 22-23 yaşındaki birinin kalbinin bu kadar büyük olmasının hiç normal bir durum olmadığına işaret eden Akgül, kendisinin bu kadar genç yaşta kalp damarları yırtılan ve kalbi 3 katı büyüyen bu tip bir vakayı duymadığını belirtti.

Doç. Dr. Ahmet Akgül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kozmetik, estetik ya da ne amaçlı olursa olsun kulaktan dolma bilgilerle veya birini örnek alarak 'komşu tıbbı' ile duyduklarınızla ilaçlarınızı değiştirmeyin ya da ekstra bir ilaç kullanmayın. Özellikle anabolizan maddeler, steroid, amino asit, protein tozları gibi vücut geliştiriciler vücudun birçok mekanizmasını, metabolizmasını değiştiriyor. Murat Cem Aykanat, önümüzdeki bir örnektir. Bunlar çok riskli konular. Bu tip ilaçları doktor ve diyetisyen kontrolü dışında hiçbir şekilde tavsiye etmiyoruz. Zararsız, yan etkisiz bir kimyasal yok. Hiçbir kimyasal, bitkisel de olsa yan etkisi olmadan vücutta metabolize olmaz. O nedenle kesinlikle doktor kontrolü olmalı. Hastamız 4,5 ay gibi kısa bir sürede çok fazla doz kullanmış. Doz fazla olduğu için kalp dayanamayıp genişlemiş ama damar genişleyemediği için ortadan ikiye ayrılmış. Sağ taraftaki damarın girişi esas ana damar boylu boyunca yırtılmış.”

Diğer olumsuz etkileri

Vücutçular arasında yaygın şekilde özellikle spor salonlarında çok rahat kullanılan bu ilaçların büyüme ve erkeklik hormonlarını etkilediğini, bu yüzden vücudun daha erkeksi bir yapılanmasına neden olduklarını aktaran Akgül, amino asit ve proteinlerin kas kitlesinin artmasına yol açtıklarını kaydetti.

Steroidin testestoren düzeyini artırdığını, bunun sonucunda kiminde çok fazla kıllanmayla birlikte saç dökülmesi şeklinde kendini gösterebileceği gibi bir başkasında farklı etkilere neden olabildiğini söyleyen Akgül, kiminde iyi bir vücut gelişirken bir başkasında Murat Cem Aykanat örneğindeki gibi iç organ hasarı gelişebileceğini vurguladı.

Ahmet Akgül, ilaçların testesteron düzeyini artırdığı için kişide performans artışı da olduğunu, kas gelişimi ve performans artışına bağlı olarak bu tür ilaçları kullananların kendilerini çok zinde hissettiklerini kaydederek, bu tür etkilerin kişilerin bu ilaçları daha fazla kullanmasına yol açtığını bildirdi.

Antrenör tavsiyesi

Murat Cem Aykanat da Kazakistan'da açtığı spor salonunda vücudunu geliştirmek için spor yaparken antrenörünün de tavsiyesiyle 4,5 ay önce steroid iğneler, amino asitler, doğal yağ yakıcılar, protein tozları gibi destekleyici ilaçlara başladığını ifade ederek, bu ilaçlardan her gün 3 öğünde yaklaşık 50 tablet aldığını ve 1 miligram da iğne olduğunu söyledi.

Bu ilaçları kendisine Kazakistan şampiyonluğu olan antrenör arkadaşının tavsiye ettiğini, internetten de yaptığı araştırma sonucunda zararlı olmadığına inanarak ilaçlara başladığını anlatan Aykanat, şunları dile getirdi:

“İstanbul'da doğup büyüdüm, çifte vatandaşım ben. Rahatsızlığım baş gösterdiğinde İstanbul'daydım. O sırada İstanbul'da olmam sanırım bir mucizeydi. Rahatsızlığım, hayatım boyunca yaşamadığım şiddetli bir baş ağrısı ile başladı. Birkaç gün sonra halı sahada futbol oynarken çok şiddetli göğüs ağrısı ve sıkışması yaşadım. Beni önce başka bir hastaneye, ardından da Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk ettiler. Gerisini hatırlamıyorum.”

İğneyi her gün antrenörünün vurgunu anlatan Aykanat, kullandığı ilaçların bu tür sonuçlara neden olabileceğini hiç tahmin edemediğini, bundan sonra doktora danışmadan asla hiçbir ilaç kullanmayacağını kaydetti.


Yeterli su tüketimi vücutta sıvı dengesini sağlar, toksik maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Günlük en az 10 su bardağı su tüketmeye özen gösterilmelidir.

Çay, kahve, çikolata, alkol gibi kafein içeren içecekler ve yiyecekleri fazla miktarda tüketilmemelidir. Çünkü bu tür besinler böbreklerden idrar atımını uyardığı için vücuttaki sıvı miktarını azaltmaktadır.

Beslenme planınız ihtiyacınıza göre planlandığı için yiyeceklerinizi mümkün olduğu kadar önerilen miktar ve zamanda tüketiniz.

İçeriği bilinmeyen hazır gıda almayınız.

Hazır yiyeceklerin etiketlerini mutlaka okuyunuz, beslenme uzmanınıza danışınız.

Çay şekeri başta olmak üzere şekerli gıdalardan, özellikle ağır şerbetli hamur tatlılarından ve hamur işlerinden uzak durunuz. tüketmek istediğinizde beslenme uzmanınıza miktar ve çeşit konusunda danışınız.

 Meyveleri beslenme uzmanınızın belirlediği miktarda tüketiniz. Meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketiniz. kabuklu yenebilen meyveleri kabuklu tüketmeyi tercih ediniz.

 Yağda kızartma ve kavurmalardan uzak durunuz.

 Katı yağlardan (kuyruk yağı, margarin, tereyağı), kaymak, krema, mayonez, hazır soslardan uzak durunuz.

Çok tuzlu besinleri (turşu, salamura, konserve vb.) tüketmekten kaçınınız.

Yağlı etler, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri, çok yağlı-tuzlu peynirlerden uzak durunuz.

 Kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsanız, sebze yemeklerinde, yeşil yapraklı sebzeler kanın pıhtılaşmasına yardımcı olacağından tercih edilmemelidir.

 İyi çiğneyerek yavaş yemeye çalışınız.

LENFÖDEM HASTASI İÇİN ÖRNEK DİYET LİSTESİ (1 aylık "damar diyeti")

Bize gelen hastalarımızda yalnızca lenfödem yok, bacaklarda lipodem, varis, venöz yetmezlik, ödem, atar damar hastalığı, derin ven trombozu gibi hastalıklar mevcut yani ÇOK CİDDİ DOLAŞIM sorunları oluyor. Bu nedenle hastanın şimdiye kadar nasıl beslendiğini iyice araştırıyoruz ve alışık olduğu beslenmenin neredeyse TAM TERSİNİ öneriyoruz. Hastalar genellikle hayvansal ürünler, et, süt, yumurta, peynir, kırmızı et ve tavuk eti kullanmışlar. bu nedenle hastaya 1 ay boyunca DAMAR DİYETİ veriyoruz. Bu diyette hayvansal ürünler yok, topraktan çıkan ürünler var, yani bir bakıma VEJETERYEN DİYETİ, farklı olarak da BALIK öneriyoruz. Bu ŞOKLAMA DAMAR DİYETİ sonrası, hasta zaten 1 ay içinde hem şikayetleri azalıyor hem de hafifliyor. Bu arada kesinlikle günde 45 dakika tempolu yürüme ve en az 10 bardak su öneriyoruz. Tabi bu arada hastada başka bir hastalık da varsa (Diyabet, hipertansiyon, böbrek yetmezliği...) gibi durumlarda sağlıklı beslenme uzmanımız kontrolünde diyet tekrar ayarlanıyor.

1 ay sonra kademeli olarak hayvansal besinlere de tekrar çok az düzeyde diyete ekliyoruz.

1 AYLIK ŞOKLAMA, DAMAR DİYETİ (Hastanın lenfödem, lipodem, bacaklarda dolaşım yetmezliği dışında başka bir hastalığı yok ise)

SABAH  1 Bardak açık çay

              ZEYTİN ( TERCİHEN TUZSUZ)

              2 DİLİM EKMEK ( KEPEKLİ, ÇAVDAR, TAM BUĞDAY)

ARA 1 porsiyon meyve

2 dilim tuzsuz etimek

ÖĞLE      1 BALIK (IZGARA, FIRINLAMA)

              3-4  YEMEK KAŞIĞI SEBZE YEMEĞİ 

             3 DİLİM EKMEK (KEPEKLİ, ÇAVDAR, TAM BUĞDAY)                          

NOT: 1 DİLİM EKMEK YERİNE 1 KASE ÇORBA VEYA 2-3 YEMEK KAŞIĞI PİLAV (TERCİHEN BULGUR PİLAVI VEYA 3 YEMEK KAŞIĞI MAKARNA ( TERCİHEN KEPEKLİ) VEYA 4 YEMEK KAŞIĞI KURUBAKLAGİL YEMEĞİ YİYEBİLİRSİNİZ.

ARA 1 porsiyon meyve

2 dilim tuzsuz etimek

AKŞAM    1 BALIK (IZGARA, FIRINLAMA)

                3-4 YEMEK KAŞIĞI SEBZE YEMEĞİ (yeşil yapraklı sebzeler hariç)

                3 DİLİM EKMEK (KEPEKLİ, ÇAVDAR, TAM BUĞDAY)                           

ARA 1 porsiyon meyve 

Prof. Dr. Ahmet AKGÜL'ün Özgeçmişine ulaşmak için lütfen tıklayınız

LENFÖDEM HASTALIĞI ve LENFÖDEM TEDAVİSİ için ayrıntılı bilgi almak istiyorsanız lütfen tıklayınız

LENFÖDEM TEDAVİSİ OLAN HASTALARIN yorumlarını görmek için lütfen tıklayınız  

İLETİŞİME geçmek ve RANDEVU almak için lütfen tıklayınız

Yasal Uyarı

Bu sitenin içeriği ziyaretçilerini bilgilendirmeye yönelik hazırlanmış olup sağlıkla ilgili konularda tıbbi teşhis, tedavi veya reçete bilgisi özelliği taşımaz. Site, sağlıkla ilgili tüm konularda en doğru bilginin hastayı muayene eden doktorundan öğrenilebileceğini savunur. Sitedeki bilgiler bu amaçla kullanılmamalıdır. Bu bilgilerin yanlış anlaşılması veya kullanılmasından doğabilecek mağduriyetlerden bu site sorumlu tutulamaz.Bu sitedeki bilgileri kopyalama, nakletme veya diğer kullanımlar kesinlikle yasaktır. Web sitesindeki bilgilerin kullanımı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine ve site sahibinin iznine bağlıdır. Tüm kullanıcılar yukarıda belirtilen yasal uyarıyı tamamen ve çekincesiz olarak kabul etmiş sayılırlar.