https://www.ahmetakgul.com.tr/ Prof. Dr. Ahmet Akgül - Lenfödem Lipodem Lenfanjiom Fil Hastalığı ayırımı önemli

LENF DAMARLARI HAKKINDA GENEL BİLGİLER VE TARİHİ 

Lenfatik sistem yani lenf damarları, hücrelerin kullandığı ve atık olarak çıkardığı sıvıyı ve hücreler arasındaki proteinleri taşıyıp, bacakta kasıklardaki lenf düğümlerine, kollarda ise koltuk altı lenf düğümleri boşaltan ve sonra tüm sıvıyı toplar damar sistemine aktaran çok küçük gözle görülemeyen damarcıklardır. İçindeki sıvı yalnızca hücreler arasındaki "çöpler" değildir. Bu sıvı aynı zamanda vücudun bağışıklık sistemini de yöneten hücrelerden oluşur. Bizim bildiğimiz klasik kan damarcıkları gibi değil, aynı zamanda lenf düğümleri, bademcik, dalak ve timüs organları da lenf sistemi içinde yer alır. 

İlk olarak Hipokrat tarafından "bezlerdeki beyaz kan" olarak tanımlanmış, Aristo tarafından da kan damarları ve sinirler arasında yer alan renksiz sıvı içeren lifler şeklinde tarif edilmiştir. Aselli, 1627'de "lakteal kanallar" adını verdiği lenfatik sistemi tanımlamıştır. Gerçek lenfatik sistemin anatomisi ve dinamiği ise ancak 19. yüzyılın başlarında Starling ve Ludwing'in çalışmaları ile tanımlanabilmiştir. Embriyolojik olarak gelişimini de ilk olarak 1902'de domuzlarda mürekkep enjeksiyonu metodu ile Sabin açıklayabilmiştir. Monteiro 1931'de deneysel lenfografiyi başlatmış ve 1952'de Kinmonth klinik olarak kontrast lenfografiyi uygulamıştır.

Günümüzde, 20. yüzyılın ikinci yarısında ise "sentinel lenf nodu teorisi" geliştirilmiştir. Lenfatik sistem, birçok organın hücreler arası alandan atılan "lenf sıvısı" adı verilen proteinden zengin doku sıvılarının ince damarcıklarından geniş toplayıcı lenf damarlarına, oradan da inferior vena kavaya yani ANA TOPLAR DAMARA dökülmesine kadar uzanan ucu açık bir sistemdir. 

LENF ÖDEM AMELİYATLARI

Eskiden yapılan lenfödem tedavilerinde AMELİYAT önemli bir yer tutuyordu. İlk zamanlar lenfödemli bacak boydan boya yarılıp içindeki lenf sıvısı ameliyatla alınıyordu. resimde de görüldüğü gibi hastada hem estetik olarak kabul edilmesi zor bir ameliyat isi oluyor ayrıca lenfödem tekrarlıyordu. bu ameliyat tekniği bırakıldı.Daha sonra lenf damarları yanından geçen toplar damara birleştirme ameliyatları yapılmaya başlandı. Bu ameliyatlara SÜPER MİKROCERRAHİ işlemleri adı verildi. Gerçekten de mikroskop altında yapılan bu ameliyatlar ilk zamanlarda hastayı rahatlatsa bile, lenfödem geri döndüğü için yavaş yavaş eski yaygınlığını kaybetti.Son günlerde LENF DÜĞÜMÜ NAKLİ ameliyatları yapılmaya başlandı ama bu ameliyatlarda da lenf düğümü alınan yerde lenfödem oluşması ve konulan yerde de lenfödemi azaltmama riski doğdu. 

LENF DAMARLARI NEREDE BULUNUR, NEREDE BULUNMAZ?

Lenf damarları, derimizin en üst tabakası yani keseleme ile atılan tabaka, saç, tırnaklar, kıkırdak doku ve gözümüzün en dış tabakası yani KORNEA gibi kan damarları içermeyen ve beyin ve gözün retinası gibi kan damarları içeren organlar hariç nerdeyse tüm organlarda bulunur.

LENF DAMARLARININ ÖZELLİĞİ NEDİR? 

Lenf damarları içinde, lenf sıvısının geri kaçmasını engelleyen tek yönlü kapakçıklar bulunur. Lenf damarları, vücudun değişik yerlerinde bulunan lenf düğümlerine ulaşır ve burada yabancı cisim ya da mikroplardan arındırılan lenf sıvısı, lenf toplardamarları ile ana toplar damarlara oradan da kan sistemine ulaşırlar.

 

LENF DAMARINA BAĞLI HASTALIKLAR NELERDİR? 

LENFÖDEM 

lenfdem_ameliyat_sonras_tekrarlayan_dem.jpg



Lenfödem (yandaki resim), lenfatik sistemdeki yani lenf damarlarındaki doğuştan bozukluk veya doğumdan sonra herhangi bir dönemde hasar görmesine bağlı oluşan bozukluğa bağlı olarak proteinden zengin olan hücreler arası lenf sıvısının deri ve deri altı dokuda kronik ve ilerleyici olarak birikimi ile seyreden bir hastalıktır.

2 tipe ayrılır:
1- Primer Lenfödem: Bu durumda hastanın doğuştan itibaren lenf damarları yoktur ve çok hızlı bir şekilde lenfödem hastalığı gelişir. 
Primer formunun genetik olduğu düşünülmekte olup doğumda (Nonne-Milroy hastalığı), ergenlik döneminde (Meige hastalığı) ve orta yaşta (lenfödema tarda) ortaya çıkabilmektedir.  
2- Sekonder Lenfödem: Doğuşta sıkıntı yok ama daha sonra vücuda giren parazitler (özellikle Wunchereria bancrofti) dahil enfeksiyonlar, inflamasyon, kanser, radyoterapi, travma ya da cerrahi gibi sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.
 
Kolda lenfodem nasil olur
 
Elde lenfodem
Hastalarda en önemli şikayet kol veya bacağın uçlarından başlayıp kolda omuza doğru, bacakta kalçalara doğru ilerleyen önce yumuşak sonra giderek sertleşen ödem ve yorgunluk gelişir. Eğer lenfödemli bacak veya kola mikrop bulaşmaz ise lenfödem de ağrı olmaz ama mikrop bulaşır ve enfeksiyon olursa ağrılar oluşur. Zamanla deride ve cilt altı dokuda kalınlaşma ile bağ dokusu gelişmeye başlar. Eğer ilerlerse FİL HASTALIĞI veya elefantiyazis denen ileri lenfödem hastalığına ilerler. Mikrop bulaşırsa deride pürtüklenme ve selülit oluşur. Daha sonra ayak bileklerine yakın yara ve ülser gelişme ortaya çıkabilir. 
 
Hastalarımız kendi bacaklarında lenfödem olup olmadığını kendilerini kontrol edebilirler. Peki, nasıl?
Kolu kontrol etmek için, elin sırt bölgesindeki cildi diğer alin parmaklarıyla sıkıştırılır ve cilt ele geliyorsa normal ama cilt ele gelmiyorsa lenfödemden şüphelenilir. Bacakta lenfödemden şüpheleniyorlarsa, ayak sırtı derisini çimdiklesinler ve deri ele gelmiyorsa lenfödemden şüphe duysunlar. İşte bu bulgulara STEMMER Bulgusu denir.
Hastanın tanısını koymak için hastanın muayenesi gerekir. ayrıca en iyi tanı için hastanın canını yakmayan AYAKTA DOPLER yapılmalıdır. genelde bu durumda kesin tanıyı koyuyoruz ama çok şüpheli bir durumda ki bu bin hastada yalnızca birdir, lenfosintigrafi yapılır.
Lenfödeme benzeyen ve bacakta şişlik yapan hastalıklar da vardır ve bunların ayrımı yapılmalıdır, çünkü tedavileri değişiktir:
 Eğer bacak şişliği tek bacakta ise:
Derin ven trombozu, post trombotik sendrom, artrit, Baker kisti ve primer ya da rekürren kanser,
Bacak şişliği her iki bacakta ise:  kalp yetmezliği, kronik venöz yetmezlik, böbrek veya karaciğer bozuklukları, kanda protein eksikliği, tiroid hormonu düşüklüğü,  ilaca bağlı ödemler ve lipödem ile gerekli laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri uygulanarak ayırıcı tanısı yapılmalı ve bu hastalıklar dışlanmalıdır. 

Ayak lenfanjiyom Yarası

LİPÖDEM 

Lipodem aslında aşağıda yazısı olan hasta yakınının yaşadığı tecrübedir: 

BACAK ŞİŞLİĞİ VARSA HERKES KAFANIZI KARIŞTIRIR

Hocam merhabalar. Annemin bacakları şiş ve sürekli ağrıdığını soyluyor 100 m zor yürütüyorum.  Annem ile vücut yapım birbirine çok benziyor. Üst bölgeden kolay kilo verip zor kilo alıyoruz, alt bölgelerden ise kolay kilo alıp zor kilo veriyoruz. Selülit benzeri görüntü ve şişlik bacaklarda mevcut. Kireçlenme ve bel fıtığı ile beraber ağrıları dayanılmaz hale geldi. Sizin lipödem ile ilgili yazınızı okuyunca lipödem olduğu çok açık. Çünkü tüm tanımlamalara uyuyordu. Su ana kadar fizik tedavi, kalp damar, genel cerrahi, dahiliye, romatoloji, ağrı bölümü, ortopedi bölümlerinin hepsine gittik. Çünkü 25 yıldır bu kadın bu ağrıları çekiyor. Gittiğimiz her doktor farklı şekillerde şeyler söyledi. Ortopedi "kireçlenme", romatoloji "romatizma", dahiliye "fil hastalığ"ı, fizik tedavi "lenf ödem", kalp damar "damar tıkanıklığı" dedi. Yıllarca farklı farklı ilaçlar kullanıldı. Ama ağrısı hiç kesilmedi gittikçe artmaya başladı. Sizin yazınızı okuyunca plastik cerraha gittim. "Lipodem degil mi" diye sordum

"hayır" dedi. "Kesinlikle lenfodem" dedi. Fizik tedaviye yönlendirdi. Fizik tedaviye sordum "lipodem olabilir mi" diye, o da "hayır lenfodemdir" dedi. Tansiyon için kalp damara gittik, orda ilk defa bir hoca ben sormadan bu "kesinlikle lipodem" dedi. Fizik tedaviye tekrar sordum "lenfodem" yine dedi. Bizim bu konuda çok kafamız karıştı. Sadece ilaç tedavisi verdi ancak verdiği ilaçları aile hekiminde bir doktor önermiş, daha önce annem kullanmış fayda etmemiş. Bildiğim kadarıyla da tam tedavisi yokmuş. Hocam biz ne yapabiliriz? Sizin bu konuda öneriniz nedir? Ve size nereden ulaşabiliriz? Yer olarak Aydın'dayız. Gerekirse sizin yanınıza geliriz. 

 

bacak_lipodemi.jpg


Lipodem (yukarıdaki resim), bir dolaşım sistemi hastalığıdır. Normalde kılcal damar ve lenf damarlarınca taşınıp vücutta metabolize olması gereken yağ ve lipid, ciltaltında birikir. Bazen deri altında belirli bölgelerde öbek öbek yumuşak birikimler şeklindedir, bazen ise deri altına yayılır ve deriye yapışır, sanki deri bir portakal kabuğu gibi pütür pütür olur. Bu ikinci durum deride "selülit" benzeri bir görüntü ortaya çıkarır. Özellikle düzenli spor yapmayan ve diyetine dikkat etmeyen, orta yaş ve üzerindeki bayanlarda ortaya çıkar. Hastalar bu durumda diyetisyenlere, Cilt doktorlarına, spor salonlarına, alternatif tıp uzmanlarına, masajlara, saunalara giderler. Aslında sorun dolaşım yetmezliğidir. Varis çorabı giyerler ama tedavi olamaz çünkü lipodemde varis çorabı kullanılmaz. Tedavisinde mikrodolaşımı artırmak gerekir yani bir bakıma cilt ve ciltaltını gençleştirmek, fabrika ayarlarına döndürmek. O da bizim işimiz.
 

LENFANJİOM VE LENFATİK VE LENFOVENÖZ MALFORMASYONLAR 

klippel_hastas.jpg


Lenfanjiomlar, klinik olarak ilk iki yaşta ortaya çıkan, lenf damarlarının tümör ve kanserleridir. Tek olduğunda lenfanjiom, çok sayıda olduğunda lenfanjiomatoz denilmektedir. Klasik bilinen kanser gibi değildir, yalnızca olduğu bölgede sorun yaratır. Bazen lenf damarı yanındaki ven damarlarıyla ilişkide olur ve oluşum daha büyük hale gelir. Klippel sendromlu (yandaki resim) hastalarda sık görülür. Deri veya deri altında pembe renkli kabartılar şeklinde olur. tedavisinde, küçük oluşumlar için içine madde sıkılıması, büyük oluşumlar için de ameliyatla alınması gerekir. 
 

behcet_hastaliginin_en_iyi_tedavisi.jpg

 



Yukarıdaki gazete haberinin tam metni aşağıdaki renkli yazıda vardır veya haberin ayrıntıları için TIKLAYINIZ

NASA teknolojisi ile damar tedavisi

Bacaklara negatif ve pozitif basınç uygulayarak, toplardamarlardan geriye kan akımını hızlandıran cihaz ayak damar tıkanmalarına çözüm oluyor.

NASA’nın uzaydaki astronotların bacaklarındaki kan akımını düzenlemek için geliştirdiği cihaz, bacak damar tıkanıklıklarının ve bacak damarlarındaki kanlanma problemleriyle oluşan hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesinde kurulan Türkiye’nin ilk Geronteknoloji Merkezinde hizmete giren Vakum Terapi cihazı sayesinde kangren olup kesilecek ayaklar kurtuluyor.

Vakum Terapi Cihazı’nın vücutta ayaklardaki dolaşımı destekleyen ikinci bir kalp gibi çalıştığını söyleyen İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akgül “Lenfödem toplumda 6.000 kişide bir görülen bir hastalık. Derin Ven Trombozu adını verdiğimiz tıkanıklıklar ise çok daha sık. Ayak damarlarının kanlanmasına yardımcı olduğu için her türlü damar hastalığının tedavisinde kullanılabilen bu tedavi yönteminde negatif ve pozitif basınç uygulanarak, toplardamarlardan geriye kan akımı hızlandırılıyor. Atardamarlardaki kan akış hızı ve dokuların oksijenlenmesi artırılarak yara-kas dokusunun iyileşmesi sağlanıyor. Farklı hastalıkların tedavisi için 16 programı olan cihaz aralıklı negatif basınç uygulaması sayesinde,tedavisi oldukça zor olan dolaşım kaynaklı hastalıklarda çığır açmış yeni bir metot” dedi.

Vakum terapisinin uzaya giden astronotların sağlıklarının korunması amacıyla geliştirildiğini anlatan Prof. Dr. Akgül “Uzayda yer çekimi olmadığından son derece sağlıklı olan astronotların dolaşım sisteminde problemler ortaya çıkıyor. Astronotlar günün belirli saatlerinde bu vakum cihazına girerek dolaşım sistemlerini normale döndürüyorlar. Bu cihazın tedavide kullanılması söz konusu olduğunda bir de basınç fonksiyonu eklenmiş” dedi.

"BACAĞINI KESECEĞİZ DEDİLER, 10 GÜN SONRA AYAĞA KALKTIM"

Özlem Tırış 26 yaşında bir ev hanımıydı. Her şey sağ ayak parmaklarının arasındaki kaşıntı ile başladı. Kaşıntı, kısa süre içinde bütün ayağını sardı. Bacağı kızardı ve diğer bacağının 2 katı kadar şişti. Ağrılar içinde kıvranırken acil servise gitti. Ağrı kesici verip gönderdiler. Bir süre sonra bacağında yaralar oluştu ve bacağı mosmor oldu. Antibiyotik tedavisine cevap vermeyince “Bacağını keseceğiz” dediler. Tırış, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akgül’e ulaştı. Tırış’a yapılan damar haritalaması işleminde iç varis ve ileri derecede lenfödem hastası olduğu anlaşıldı. Özlem Tırış’ın hastaneye geldiğinde ağır yaraları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Akgül “Özlem Hanım’a bir seri tedavi uyguladık. Önce enfeksiyon tedavisine başladık. Bunun etkili olabilmesi için bacaklardaki ödemi azaltmamız gerekiyordu. O yüzden bu cihaza aldık. Beraberinde Oksiplazma dediğimiz iğneli tedavi, varisleri için de cerrahi operasyon yaptık” dedi.

Prof. Dr. Ahmet AKGÜL'ün Özgeçmişine ulaşmak için lütfen tıklayınız

LENFÖDEM HASTALIĞI ve LENFÖDEM TEDAVİSİ için ayrıntılı bilgi almak istiyorsanız lütfen tıklayınız

LENFÖDEM TEDAVİSİ OLAN HASTALARIN yorumlarını görmek için lütfen tıklayınız  

İLETİŞİME geçmek ve RANDEVU almak için lütfen tıklayınız

Yasal Uyarı

Bu sitenin içeriği ziyaretçilerini bilgilendirmeye yönelik hazırlanmış olup sağlıkla ilgili konularda tıbbi teşhis, tedavi veya reçete bilgisi özelliği taşımaz. Site, sağlıkla ilgili tüm konularda en doğru bilginin hastayı muayene eden doktorundan öğrenilebileceğini savunur. Sitedeki bilgiler bu amaçla kullanılmamalıdır. Bu bilgilerin yanlış anlaşılması veya kullanılmasından doğabilecek mağduriyetlerden bu site sorumlu tutulamaz.Bu sitedeki bilgileri kopyalama, nakletme veya diğer kullanımlar kesinlikle yasaktır. Web sitesindeki bilgilerin kullanımı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine ve site sahibinin iznine bağlıdır. Tüm kullanıcılar yukarıda belirtilen yasal uyarıyı tamamen ve çekincesiz olarak kabul etmiş sayılırlar.