TÜRKİYE'DE BİLİMSEL YAYINCILIK ULUSLAR ARASI BOYUT KAZANDI
ESKİDEN ARAŞTIRMACILAR MAKALE YAZAMIYORDU
BİRÇOK ORİJİNAL VAKA HEBA OLDU
Türkiye'de bilim insanları tarafından hazırlanan bilimsel makalelerdeki nitelik sorununu çözüldü. Türkiye'de bilimsel yayıncılık uluslararası boyut kazandı. Artık araştırmacılar makalesini yurt dışında yayımlamak zorunda değil. İndekse Türk ismiyle giren ilk dergi olma özelliği taşıyan Editör Prof. Dr. Ahmet Akgül'e göre sorun makale yazımından kaynaklanıyordu. Prof. Akgül, "Maalesef doktorlarımız bilimsel makale yazma yoksunuydu. Çok iyi çalışmalar uygun bir dille yazılamadığı için birçok orijinal vaka heba olmuş oldu. Neyse ki bu durum değişti" dedi.
BİRÇOK ORİJİNAL VAKA HEBA OLDU
Türkiye'de 100'e aşkın bilimsel derginin bulunduğunu ifade eden Akgül, "Önceden doktorlarımız bilimsel makale yazma yoksunuydu. Nitekim makale yazılamadığı için bugüne kadar birçok orijinal vaka heba olmuş olmuştu. Bu konuda verdiğimiz dersler işe yaradı. Şimdi durum değişti. Artık yerli makalenin illa yurt dışında yayımlanması şart değil" dedi.
İKİ ÖNEMLİ NOKTAYI KAÇIRIYORUZ
Makale yazımında iki önemli unsurun öne çıktığını belirterek, "Tartışma bölümü ve metodoloji. Bu iki noktayı kaçırıyoruz. Yazıda ne derginin formatına uyuluyor ne yazılan makale bilimsel. ‘Benzer çalışmaların karşılaştırılması, yeni ne var ve yazı bilim dünyasına ne kazandıracak?' Bunları veremediğiniz sürece o yazı hiçbir yerde basılmaz. Yani bir makaleyi yazarken bilim dünyasına ne katıyorsun sorusuna cevap vermek zorunda" diye konuştu.
BAŞARI MAKALEYE YANSIMIYOR
Prof. Dr. Akgül sözlerine şöyle devam etti: "Her derginin kendine özel formatı var. Bu formata uygun yayın hazırlamak şart. Hekim çok iyi bir cerrah olabilir. Önemli olan onu yazıya aktarmak. Fakat ne yazık ki çoğu hekim yaptığı işlemi yazıya yansıtamıyor. Yazamadığı zaman o çalışmanın bilimsel olarak literatüre bir artısı olmuyor. Özellikle İstanbul'da buna çok sık rastlıyoruz. İstanbul'daki hekimler inanılmaz sayıda hastaya bakıyor, ameliyat ediyor ama bunu yazıya aktaramadığınız sürece hem akademik olarak yükselemiyorsunuz hem bilimsel arenada görünmüyorsunuz. Eskiden insanlar daha erken yaşta ölürdü. Şimdi ise yaşam ömrü uzadı. Bu nedenle daha değişik hastalıklar çıkmaya başladı."