https://www.ahmetakgul.com.tr/ Prof. Dr. Ahmet Akgül - 2016 Başarı Ödülü - Yılın Cerrahı

magazinci.com'un düzenlediği İnternet Medyası 2016 Yılın En İyileri ödül töreninde Prof. Dr. Ahmet Akgül Yılın Cerrahı Ödülüne layık görüldü.

2016 Başarı Ödülü - Yılın Cerrahı



İnternet medyasında 16. yılını geride bırakan www.magazinci.com, "İnternet Medyası Yılın En İyileri Ödül Töreni" yapıldı. Prof. Dr. Ahmet Akgül, yılın en iyi cerrahı seçildi. Ana sponsorluğunu NG Residence’ın yaptığı www.magazinci.com internet sitesinin geleneksel hale getirdiği “İnternet Medyası Yılın En İyileri Ödül Töreni” önceki gece Baltalimanı Portaxe’te yapıldı.

16 yıldır internet medyasında saygın bir yeri olan www.magazinci.com tarafından yapılan anketlerle müzik, sinema, tiyatro, TV, iş dünyası ve siyaset alanında başarılara imza atmış kişi ve kuruluşlara çeşitli dallarda ödülleri verilirken, bu sene Başarı Ödülü kategorisinde ilk defa bir cerrah ödüle layık görüldü. Birkaç gün önce kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederek Türkiye’yi yasa boğan Oya Aydoğan’da gecede anıldı. Sanatçının film ve TV programlarından görüntülerin ekrana gelmesi üzerine pek çok davetli göz yaşlarına hakim olamadı. Merhum sanatçı Oya Aydoğan geçtiğimiz yıl aynı gecede Meslek Onur Ödülü almıştı.

Yaptığı binlerce başarılı tedaviler ve buluşlar ile kalp, damar ve varis ameliyatlarında ismini dünya literatürüne yazdıran, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Ünlü Kalp Damar Cerrahı Prof. Dr. Ahmet Akgül’e “yılın en iyi cerrahı” ödülü verildi. Ünlü cerraha ödülünü yılın kadın pop müzik yorumcusu Funda Arar verdi.

Prof. Dr. Ahmet Akgül yaptığı teşekkür konuşmasında, kalp ve damar cerrahisi mesleğinin diğer ödül verilen yılın en iyilerinin icra ettiği meslekler arasındaki farkı esprilerle şöyle anlattı: “Orta yaşlı erkek bir hastamız, kalp kriziyle geldi, gerekli tetkikleri yaptık, sıra ameliyata geldi.

Açık kalp ameliyatı yapacağız ve hastamız ameliyathanede, anestezi verilecek birden “durun” dedi. “Ahmet Hocamı gözümle görmezsem uyumam” dedi. Zaten ameliyatı ben yapacağım ama bilirsiniz önce hasta hazırlanır sonra Hoca gelir. Neyse bu sefer madem hastamız beni erkenden görmek istiyor, girdim ameliyathaneye hastanın yanına geldim ve çok önemli bir şey beklerken, hasta “Hocam çok şanslısınız, kalbim benim için çok önemli, benim herkeslerden sakladığım kalbimi yalnızca size açacağım, yalnızca siz göreceksiniz” dedi. Zaten soğuk olan ameliyathane birden buz kesti, herkes durdu. “O kadar özelse kalbi boşver, ben yalnızca pankreasa bakıp çıkayım,” diyemedim tabi. Aslında herkesin çok da önemsemediği bu durum önemliydi, hasta kalbini kimseye açmamıştı, duygularını hep kendine saklamıştı, bu durumu ameliyattan önce çocukları da söylemişti, akışkanlığı olmayan duygular, ifadeler birikir ve biriktiği yerde hasar yapar. İşte hastamızın kalp krizi geçirme nedeni, akışkanlığını yitirmiş duyguların yaptığı bir tıkanıklık, aynen kanın akmayıp pıhtı oluşturup damarı tıkaması gibi. İşte bizim mesleğimiz yani kalp ve damar cerrahlığı bu, kanın damarların içinde hedefe yönelmesini sağlamak. Damar içinde tıkanmayacak, ve akacak. Damar dışına çıkmayacak, damar içinde akacak. Bütün hadise bu akışkanlık, hareket. Tabi kalp ve damar cerrahisi burada ödüle layık görülen mesleğinin zirvesindekilerin yaptığı işlerden birazcık farklı. Hepimizin çocukluk yıllarında vardır, bir şeylerin içini açıp kurcalama merakı, acaba içerde ne var, nasıl çalışıyor diye bakarız ama çok azımız bu merak için saatlerini, günlerini, yıllarını ömrünü feda eder. Canımız sıkılınca oyunu terk eder içini açtığımız cihazı parçalı bir halde bırakırız. İşte cerrahlık biraz da bu, merak ve oyunda kalma mücadelesi ve emeğini vakfetme. Diğer bir fark ise cerrahlığın bir meslek olmayışıdır, bir yaşam biçimidir. Zaman, mekan, mesai kısıtlaması yoktur. Diğer bir farkı ise hedef kitlesi yoktur veya hedef kitle herkesdir. Çünkü her birey ya hastadır ya da hasta yakınıdır. Yaptığımız işin geri dönüşümü de yoktur. “Sen devam et, biz montajda düzeltiriz” diye bir şansımız yoktur, “stop” veya “action” diye fiillerimiz yoktur, “s” verme zamanımız yoktur. Eğer cerrahide “stop” denirse hastamız artık bizimle değildir, bırakın bizi, hastamız artık bizim dünyamızda bile değildir. “action” diye bir ifademiz yoktur zaten işimiz devamlı action dır. Eksik malzeme kullanma şansımız olmadığı gibi, ameliyattan fazla malzeme ile çıkma şansımız da yoktur. “Bu parça kalabalık yapıyordu çıkardım, sanki dalağa benziyor” diyemezsiniz. Eksik işlem yapma şansımızda yoktur, bonus verme şansımız da. Kalbinde 3 damarı tıkalı o hastamıza 2’li baypas da yapamazsınız, “madem bu hasta bana kalbini açtı, 4. Baypas da benden olsun” diyemezsiniz. Saatlerce anlatabileceğim bu farklılıklar tek bir neden için yapılır. Başarılı bir ameliyat sonrası hastanın ve hasta yakınların gözlerindeki o gülümseme ifadesini görmek için. Asistanlarıma hep söylerim, kalp cerrahı olarak ilk işiniz kalpleri kazanmak, kalpleri kesip dikmek değil. Şu anda aldığım bu ödülde o kazandığımız kalplerin bir göstergesi. Beni bu ödüle layık gören halkımıza, organizasyon ekibine ve siz değerli dostlarıma teşekkür ediyor saygılar sunuyorum”. 

Prof. Dr. Ahmet AKGÜL'ün Ödül aldıktan sonraki konuşması: 

Yasal Uyarı

Bu sitenin içeriği ziyaretçilerini bilgilendirmeye yönelik hazırlanmış olup sağlıkla ilgili konularda tıbbi teşhis, tedavi veya reçete bilgisi özelliği taşımaz. Site, sağlıkla ilgili tüm konularda en doğru bilginin hastayı muayene eden doktorundan öğrenilebileceğini savunur. Sitedeki bilgiler bu amaçla kullanılmamalıdır. Bu bilgilerin yanlış anlaşılması veya kullanılmasından doğabilecek mağduriyetlerden bu site sorumlu tutulamaz.Bu sitedeki bilgileri kopyalama, nakletme veya diğer kullanımlar kesinlikle yasaktır. Web sitesindeki bilgilerin kullanımı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine ve site sahibinin iznine bağlıdır. Tüm kullanıcılar yukarıda belirtilen yasal uyarıyı tamamen ve çekincesiz olarak kabul etmiş sayılırlar.